Haber şöyle ki, o korkunç gece her şey bir anda oldu. Bir cumartesi akşamı, İstanbul'un o her zamanki yoğun trafiğinde... Engin Çağlar'ın aracıyla motosikletlinin yolu kesişti ve işte o an her şey altüst oldu.
Motosiklet sürücüsü, o korkunç çarpışma anını anlatırken hâlâ titriyor olmalı. "Aniden çıktı karşıma" diye tarif ediyor olayı. Aslında bakarsanız, trafikte her an böyle sürprizlerle karşılaşmak mümkün - ama bu seferki çok acı oldu.
O Gece Neler Yaşandı?
Şöyle ki, motosikletli genç adam ifadesinde çarpışma öncesi her şeyin normal olduğunu söylüyor. Yolunda gidiyormuş, ta ki Çağlar'ın aracının aniden önüne çıkmasına kadar. "Fren yapsam da yetişemedim" cümlesi ise içler acısı.
İstanbul Adliyesi'ndeki o ifade odasında anlattıkları, aslında trafikteki o bir saniyelik dikkatsizliğin nelere mal olabileceğinin kanıtı gibi. Üstelik bu sadece bir kaza değil, Türk sinemasının sevilen bir ismini kaybetmemize sebep oldu.
Peki Ya Sonrası?
Ambulanslar, sirens sesleri, koşuşturma... Hastaneye yetiştirme telaşı. Ama ne yazık ki artık çok geçti. Engin Çağlar'ı kaybetmiştik. O yetenekli oyuncu, beyaz perdenin sevilen yüzü, bir trafik kazasında aramızdan ayrıldı.
Motosiklet sürücüsüne gelince - ifadesinde şokta olduğu belli. Yaşadığı o anı kelimelere dökmekte zorlanıyor gibi. Kim bilir, belki de o da hayatının şokunu yaşıyordur.
Bu olay bize şunu bir kez daha hatırlattı: Trafikte her an dikkatli olmak zorundayız. Bir anlık dalgınlık, geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabiliyor. Engin Çağlar'ın aramızdan ayrılışı da bunun en acı örneği oldu.
Sanat dünyası bir yıldızını kaybetti, ailesi bir sevdiğini, sevenleri ise bir idolünü... Ve hepsi bir anda, trafikteki o korkunç saniyede oldu.
