Geceyi sıradan bir perşembe akşamı sanıyordunuz, değil mi? İşte Erzurum için öyle olmadı. Saatler 23:27'yi gösterdiğinde, kentin semalarını aslında hiç istemediği bir sarsıntı kapladı. Birdenbire... Aniden... Yerinden oynayan her şey gibi, insanların yürekleri de yerinden oynadı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıkladığı verilere göre, rakamlar soğuktu ama hissettirdikleri daha da soğuktu: 3.5 büyüklüğünde bir deprem. Merkez üssü Palandöken ilçesi, derinliği ise 6.76 kilometre. O derinlikte bir şeylerin kıpırdadığını düşünmek bile insanın tüylerini diken diken ediyor.
Gece Yarısı Kâbusu
Depremin etkisiyle birlikte sosyal medya adeta bir erken uyarı sistemine dönüştü. Twitter'da #Erzurum etiketi anında trend oldu. İnsanlar birbirine "Siz de hissettiniz mi?" diye sorarken, aslında hepimizin aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırladık.
Şu an için iyi haber şu: Can kaybı veya yapısal hasar bildirilmedi. Fakat o gece yarısı yaşanan paniği, o birkaç saniyelik belirsizliği kimse inkâr edemez. Depremin büyüklüğü ne olursa olsun, o anları yaşayanlar için her şey çok daha büyük gelir insana.
Soğuk Gerçekler
Erzurum denilince akla ilk gelen kar ve soğuk oluyor ama maalesef deprem gerçeği de bu coğrafyanın acı bir parçası. Türkiye'nin aktif fay hatları üzerinde bulunan bu kadim şehir, tarih boyunca benzer sarsıntılara defalarca tanıklık etti. Bu son deprem de bize şu basit gerçeği bir kez daha hatırlattı: Hiçbir zaman tamamen hazırlıklı olamayız, ama her zaman daha hazırlıklı olabiliriz.
AFAD yetkilileri, bölgedeki incelemelerini sürdürüyor. Vatandaşlardan gelen ihbarları değerlendiriyor, verileri analiz ediyorlar. Şu ana kadar gelen bilgiler, durumun kontrol altında olduğunu gösteriyor. Ama şunu unutmayalım - deprem değil, hazırlıksızlık öldürür.
Bu küçük sarsıntı, büyük bir uyarı mı yoksa rutin bir jeolojik olay mı? Jeologlar bu sorunun yanıtını araştırıyor. Bizim içinse cevap basit: Her deprem, bir sonraki için hazırlanmamız gerektiğini hatırlatan acımasız bir alarmdır.