İstanbul'un kalbi o gün normal atıyordu belki, ama bir ailenin hayatı sonsuza kadar değişmek üzereydi. Gülşah Ö. isimli genç kadın, sıradan bir günde bindiği İETT otobüsünden bir daha inemeyeceğini nereden bilebilirdi?
Kaza, Topkapı'da meydana geldi. Şoförün kontrolünden çıkan otobüs -nasıl olduysa- yol kenarındaki bir ağaca çarptı. O an her şey bir anda oldu. İnsanlar bağrıştı, camlar kırıldı, metal büküldü. Ve Gülşah'ın hayatı, henüz 20'li yaşlarının baharında son buldu.
Ailenin Kabusu Başlıyor
Telefon çaldığında aile, Kayseri'deydi. O telefonla birlikte dünyaları başlarına yıkıldı. İstanbul'dan gelen o korkunç haberle hayatları bir anda durdu sanki. İnanmak istemediler tabii ki, kim ister ki böyle bir şeyi?
Gülşah'ın cansız bedeni, adli tıptaki işlemlerin ardından -biraz da geç kalmış bir şekilde- ailesine teslim edildi. O anı tarif etmek kelimelerle mümkün değil gerçekten. Bir anne, bir baba, evlat acısını nasıl taşır ki?
Memlekete Son Yolculuk
Cenaze, hüzünlü bir törenle Kayseri'ye uğurlandı. İstanbul'daki son anlarında ailesi ve birkaç yakını yanındaydı. Gözler kan çanağına dönmüş, yürekler paramparça olmuştu. Gülşah'ın memlekete yaptığı bu son yolculuk, belki de en acılısıydı.
Kayseri'deki defin işlemleri için her şey hazırlandı. Ama hazır olan ne kadar hazır olabilir ki böyle bir şeye? Genç bir hayat, daha yaşayacak o kadar şey varken, bir trafik kazasında sönüp gitmişti.
Bu kaza, İstanbul trafiğindeki tehlikeleri bir kez daha hatırlattı hepimize. Her gün binlerce otobüs, milyonlarca yolcu taşınıyor şehirde. Ve maalesef bazen bu rakamların içinde kaybolup giden hayatlar oluyor.
Gülşah'ın ailesine başsağlığı diliyoruz. Bu acıyı kelimelerle hafifletmek mümkün değil elbette, ama en azından yalnız olmadıklarını bilsinler istiyoruz.
