İstanbul'un Eyüpsultan ilçesi dün akşam saatlerinde adeta bir kabus yaşadı. Göz açıp kapayıncaya kadar saniyeler içinde sekiz masum araç bir hurda yığınına dönüştü. İnanması güç ama o park halindeki araçların sahipleri, olan biteni anlamaya fırsat bile bulamadı.
Olay, saatler akşamın o loş, insanların evlerine dönmek için yollara düştüğü vakte doğru ilerlerken meydana geldi. Bir anlık dikkatsizlik—belki de saniyenin çok daha küçük bir birimi—her şeyi alt üst etmeye yetti.
Bir Anda Her Yer Metal Yığınına Döndü
Sürücü, nedense tam olarak anlaşılamayan bir sebeple direksiyon hakimiyetini kaybetti. Ve işte o an... Araç sanki kontrolden çıkmış bir oyuncak gibi sağa sola savrulmaya başladı. Önce bir araca çarptı, sonra diğerine—tıpkı domino taşları gibi birbiri ardına sekiz araç hasar gördü.
Gürültü öyle büyüktü ki, civardaki binalardan insanlar panik içinde dışarı fırladı. Camlar kırılmış, metal bükülmüş, lastikler patlamıştı. Görüntü gerçekten içler acısıydı.
Şans Eseri Can Kaybı Yok Ama...
Olay yerine hızla ulaşan polis ve sağlık ekipleri, neyse ki ölen olmadığını tespit etti. Fakat—ve bu önemli bir 'fakat'—hafif yaralılar vardı. Yaralılar derken, belki sadece sıyrıklar ve morarmalar olabilir ama psikolojik travma işte o an başlıyor.
Kazanın faili sürücüye ne mi oldu? İşte orası biraz karışık. Polis olayı en ince ayrıntısına kadar soruşturuyor. Sürücünün durumu, o anki psikolojisi, belki de yorgunluğu—hepsi mercek altında.
Eyüpsultan'da yaşanan bu talihsiz olay, aslında hepimize bir kez daha şunu hatırlattı: Trafikte bir saniye bile dikkatin dağılması, geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabiliyor. O sekiz aracın sahipleri şimdi sigorta, tamir ve belki de araçsız kalmanın sıkıntılarıyla uğraşıyor.
Bir de şu var: Bu tür kazalar sadece maddi hasarla bitmiyor. İnsanların güveni de sarsılıyor. Bir daha arabalarını sokağa park ettiklerinde, acaba aynı şey tekrar olur mu diye içlerinde bir endişe kalıyor.
