
O an her şey normal seyrinde ilerliyordu. Galata Köprüsü, her zamanki gibi İstanbul'un koşuşturmacasına tanıklık ediyordu. Derken... ansızın her şey alt üst oldu. Kim olduğu henüz bilinmeyen bir kadın, köprünün demirlerinden aşağıya, Haliç'in soğuk sularına doğru düştü.
İşte tam o anda, insanlığın en saf haline tanık olduk. Adını bile bilmediğimiz bir adam, hiç tereddüt etmeden, kıyafetleriyle, üstündeki her şeyle birlikte kendini suya attı. Soğuk mu? Tehlike mi? Hiçbir şey umurunda değildi. Sadece bir insanı kurtarmak vardı aklında.
Olay yerine hızla intikal eden polis ekipleri ve çevredekiler nefeslerini tutmuş, bu cesur kurtarışı izliyorlardı. Adam, kadına ulaştı ve onu güvenli bir şekilde sahile doğru çekmeye başladı. Her anı bir gerilim filmi sahnesi gibiydi adeta.
Kadın, olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından hemen kontrol edildi. Soğuk su şoku yaşamıştı ama hayattaydı. Hayattaydı çünkü bir yabancı, hiç düşünmeden kendi hayatını riske atmıştı. İnsanlık bazen işte böyle güzel yüzünü gösteriyor.
Emniyet yetkilileri yaptıkları açıklamada, her iki vatandaşın da sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtti. Kadının neden denize düştüğü ise henüz netlik kazanmış değil. Soruşturma devam ediyor.
Bu olay, şu basit gerçeği bir kez daha hatırlattı hepimize: Gerçek kahramanlar pelerin takmaz, bazen sadece doğru anda doğru yerde olurlar. İstanbul'un kalbinde, bir kişinin hayatı, bir başkasının o anki cesareti sayesinde kurtuldu. Kim bilir, belki de o an oradan geçen herkes, insanlığa dair biraz daha umutla ayrıldı.