Gebze'deki Mucize: Enkaz Altından Sağ Çıkan Dilara'nın İyileşme Sürecinde Son Durumu Ne?
Gebze'de Enkazdan Kurtulan Dilara'nın Son Durumu

Gebze'de yaşanan o korkunç binanın çöküş anını düşünün bir anlığına. Toz bulutu, çığlıklar, ardından derin bir sessizlik... İşte o enkazın altından mucizevi şekilde sağ çıkan Dilara'nın hikayesi, aslında tam da bu noktada başlıyor.

Doktorların "tıbbi bir mucize" diye tanımladığı durum gerçekten de öyle. Dilara, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından enkaz altından neredeyse hiç fiziksel zarar görmeden çıkarılmış. Ama işin asıl can alıcı kısmı, görünmeyen yaralarında saklı.

"Sürekli Bu Soruyu Soruyorum" Diyen Bir Ruh

Hastane odasında tedavi gören Dilara'nın en çok tekrarladığı cümle, aslında travma sonrası stres bozukluğunun en belirgin göstergesi: "Sürekli aynı soruyu sorup duruyorum." Bu durum, psikologların deyimiyle "tekrarlayan sorgulama" davranışı. Zihin, travmatik olayı anlamlandırmaya çalışırken sürekli aynı döngüye giriyor.

Dilara'nın yakınları, "O eski neşeli halinden eser kalmadı" diyorlar. Gözlerinde hep bir tedirginlik, seste en ufak bir seste irkilme, kapı gıcırtısına bile ani tepkiler... Bunların hepsi, o korkunç anın zihinde bıraktığı derin izler.

Fiziksel İyileşme Tamam, Peki Ya Ruhsal?

Fiziksel olarak neredeyse tamamen iyileşmiş durumda Dilara. Ancak asıl mücadele şimdi başlıyor. Travma terapisi görmeye başlayan genç kızın, normal hayata dönüş sürecinin aylar alabileceği belirtiliyor.

Psikiyatri uzmanı Dr. Mehmet Yılmaz'ın dediği gibi: "Bedenin yaraları iyileşir belki, ama ruhun yaraları daha derindir. Dilara'nın durumu da bunun en acı örneği."

Gebze'deki o korkunç günden bu yana ailesi yanından hiç ayrılmıyor. Annesi, "Her gece kabus görüyor, 'Bina çöküyor' diye bağırarak uyanıyor" diye anlatıyor gözyaşları içinde.

Toplumsal Desteğin Gücü

Dilara'nın hikayesi, aslında hepimizin bir gün benzer bir durumla karşılaşabileceğimizi hatırlatıyor bize. Komşuları, "O gün herkes sokaktaydı, bir anda her şey altüst oldu" diye ekliyor.

Uzmanlar, bu tür travmalarda sosyal desteğin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Dilara'nın çevresindeki insanların sevgisi ve ilgisi, iyileşme sürecindeki en büyük güç kaynağı olarak görülüyor.

Son durum? Dilara yavaş yavaş hayata tutunmaya çalışıyor. Her gün küçük adımlarla ilerliyor. Bazen gülümsediğini görmek, ailesi için en büyük mutluluk oluyor. Yol uzun, ama umut var.