Hani bazı görüntüler vardır, insanın yüreğine işler ya... İşte öyle bir andan bahsediyoruz. Güllü Adıgüzel'in trajedisi, ekranlara o kadar samimi yansıdı ki, izleyenler adeta nefeslerini tuttu.
A Haber'in kameraları, olayın hemen sonrasına tanıklık etti. Güllü'nün araç içindeki o son dakikaları -acı verici olsa da- gerçeğin çıplak yüzünü gözler önüne serdi. Kimi izleyiciler "Bu kadarını göstermeye gerek var mıydı?" diye sorgularken, kimi de trafik kazalarının ne denli ölümcül olabildiğini bir kez daha anladı.
Kameramanın Lensinden Yansıyan Acı Gerçek
O anları görüntüleyen kameramanın ne hissettiğini tahmin etmek zor değil. Profesyonellikle duygusallık arasında sıkışıp kalmış bir ruh hali... Çekimler sırasında titreyen elleri fark edenler oldu mu bilmiyorum ama, insanı insan yapan o incelikler işte böyle anlarda ortaya çıkıyor.
Güllü'nün son anlarında yüzündeki ifadeyi tarif etmek kelimelerle mümkün değil. Bir yanda şok, diğer yanda hayata tutunma çabası... İnsanın içini acıtan o bakışlar, hafızalardan silinmeyecek cinsten.
Trafik Canavarı Yine İş Başında
Bu olay bize bir kez daha gösterdi ki trafik kuralları asla hafife alınacak şeyler değil. Güllü'nün başına gelenler, belki de birçoğumuzun "bana bir şey olmaz" dediği o anları hatırlatıyor. Araç kullanırken dikkatsizlik, sadece bir saniyelik bir dalgınlık -ne yazık ki- geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabiliyor.
Peki bu görüntüleri yayınlamak doğru muydu? Bence bu, medya etiği açısından tartışılması gereken ince bir çizgi. Bir yanda kamuoyunu bilgilendirme görevi, diğer yanda ailenin acısına saygı... A Haber'in bu dengeyi nasıl kurduğunu zaman gösterecek.
Güllü Adıgüzel'in ardından yazacaklarımız bu kadar. Umarım bu acı olay, trafikte daha dikkatli olmamız konusunda hepimize bir ders olur. Unutmayalım ki yollarımız, sevdiklerimize sağ salim kavuşmak için katettiğimiz yerler olmalı.
