
Hatay'da, insanın içini burkan ve tüylerini diken diken eden bir trafik vakası yaşandı. Her şey, D-817 karayolunda seyir halinde olan bir kamyonetin kontrolden çıkıp yol kenarındaki hendeğe yuvarlanmasıyla başladı. O anları yaşayanlar için her şey bir anda oldu. Bir anda... Toz duman içinde kalan olay yerine ilk müdahale ekipleri seğirtti.
Görgü tanıklarının ifadeleri ise durumu daha da gizemli bir hale soktu. Kazadan sonra şoförün—adının Mustafa olduğu öğrenildi—olay yerinden yürüyerek uzaklaştığı iddia edildi. Peki ama nereye gitmişti? Bu soru, saatlerce herkesin kafasını meşgul etti. İnsanlar belki yardım aramaya gitmiştir diye düşündü. Ama işin aslı hiç de öyle değildi.
Olay yerinde yapılan incelemeler derinleştirilirken, akılalmaz bir gerçek ortaya çıktı. Mustafa'nın cansız bedeni, kendi kamyonetinin altında sıkışmış vaziyette bulundu. Evet, yanlış duymadınız. O, tüm o süre boyunca oradaydı. İnsanlar onun gittiğini sanırken, o aslında enkazın içinde, belki de yardım bekliyordu. Bu, insanı derinden sarsan bir andı.
Jandarma ekipleri ve sağlık çalışanları, uzun uğraşlar sonucu—ne yazık ki—hayatını kaybetmiş olan Mustafa'nın bedenini enkazdan çıkarmayı başardı. O an orada bulunanların yüz ifadelerindeki şaşkınlık ve hüzün, her şeyi anlatmaya yetiyordu adeta. Acı bir sondü. Kim bilir, belki de ilk bakışta fark edilmeyen bu durum, kazanın şokuyla ilgiliydi.
Bu tür olaylar, trafik kazaları sonrasında yapılan ilk müdahalelerin ve arama çalışmalarının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlattı hepimize. Bazen işler, göründüğü gibi olmuyor. İnsanın içini acıtan bu haber, Hatay'da derin bir üzüntüye neden oldu. Mustafa'nın acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Mekanı cennet olsun.