Kahramanmaraş'ın göbeğinde, o her zamanki sakin havasını aniden yırtan bir sarsıntı... Evet, yine deprem! İnsanın içini ürperten o tanıdık his, bu akşamüstü vakti kendini bir kez daha hatırlattı.
AFAD'ın açıklamasına göre, yerel saatle 17:24'te meydana gelen deprem, tam 4.1 büyüklüğünde kaydedildi. Yerin 7 kilometre altından gelen bu sarsıntı -düşünsenize, yerin 7 km altı- aslında neredeyse günlük hayatımızın bir parçası haline gelen o 'küçük' depremlerden biriydi.
Peki Ya Sonrası?
İşin ilginç yanı, bu sarsıntının ardından hiçbir artçı deprem kaydının gelmemiş olması. Normalde peş peşe gelen o küçük sarsıntılar bu sefer yok! Bu durum bana hep şu soruyu sorduruyor: Acaba bu sessizlik iyi mi, yoksa...
AFAD'ın verilerine göz atacak olursak, depremin merkez üssü Kahramanmaraş'ın Onikişubat ilçesi oldu. Bölge halkından gelen ilk bilgilere bakılırsa, deprem hissedilmiş ama -Allah'a şükür- herhangi bir hasar bildirimi yok. Şu an için en büyük korkumuz o 'acaba' sorusu işte.
Uzmanlar Ne Diyor?
Aslında bu tür depremler, bizim coğrafyamızın yazgısı gibi bir şey. Uzmanlar sık sık uyarıyor: "Küçük depremler, büyüklerin habercisi olabilir" diye. Ama şunu da unutmamak lazım - bu topraklarda yaşamanın bedeli biraz da bu.
Deprem anında neler yapılması gerektiğini hepimiz biliyoruz aslında, değil mi? O klasik tavsiyeler: panik yapmayın, sağlam eşyaların yanında çök-kapan-tutun hareketini uygulayın. Ama gelin görün ki, o an geldi mi insanın aklına ilk gelen şey genellikle sevdikleri oluyor.
Bu arada, depremin sadece 4.1 büyüklüğünde olması bizi rahatlatmamalı. Unutmayalım ki, 1999'daki o korkunç deprem de küçük sarsıntılarla başlamıştı. Neyse ki, bu sefer öyle bir durum yok - en azından şimdilik.
AFAD'ın açıklamasının ardından sosyal medyada bir hareketlilik yaşandı tabii. Herkes birbirine "Siz de hissettiniz mi?" diye soruyor. İnsanın içine o eski deprem korkuları bir anda geri dönüveriyor işte.
Sonuç olarak, bu deprem bize bir kez daha hatırlattı: Bu topraklarda yaşıyoruz ve deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Hazırlıklı olmak, bilinçlenmek - bunlar sadece sözde kalmamalı.