Günlerden perşembeydi, Kastamonu'da her şey normal seyrinde ilerliyordu ta ki o korkunç an yaşanana kadar. İnanması güç ama gerçek: bir otomobil adeta film sahnelerini aratmayacak şekilde takla üstüne takla atarak yolun ortasındaki refüje çıktı.
Olay anını görenlerin anlattıkları tüyler ürperticiydi doğrusu. Araç bir anda kontrolden çıkmış, sanki yerçekimine meydan okurcasına havada dönmeye başlamış. Metal yığını haline gelen otomobilin enkazına bakanlar, içindekilerin sağ kurtulmasını mucize olarak yorumluyor.
Kazanın Detayları Akılları Karıştırdı
Saatler öğle sonrasını gösteriyordu, trafik nispeten sakin diyebileceğimiz bir andaydı. Derken... o an. Araç aniden savrulmaya başladı. Belki sürücü dikkati dağıldı, belki de başka bir nedeni vardı - kim bilir? Sonuçta ortaya çıkan manzara içler acısıydı.
İtfaiye ekipleri ve ambulanslar olay yerine adeta ışık hızıyla ulaştı. İşte o anda herkes merak içindeydi: Acaba içeridekiler ne durumdaydı? Cevap herkesi şaşırttı - inanılmaz ama gerçek, sürücü ve yolcular yara bere içinde olsalar da hayattaydılar!
Kurtarma Çalışmaları Nefes Kesti
Kurtarma ekipleri enkaz haline gelen araca ulaşmak için var güçleriyle çalıştılar. Metal yığınını adeta parça parça sökmek zorunda kaldılar. İçeridekileri çıkarmak tam bir saatler süren operasyona dönüştü.
Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralılara hemen müdahale etti. Hastaneye kaldırılan kazazedelerin durumlarının stabil olduğu öğrenildi - ki bu kadar şiddetli bir kazadan sonra bu haberi almak gerçekten insanı rahatlatıyor.
Trafik polisi kazanın nedenini araştırırken, çevredekilerin ifadelerini topluyor. Kimi "Araç çok hızlı gidiyordu" diyor, kimi "Aniden savruldu" diye anlatıyor. Aslına bakarsanız, ne olursa olsun sonuç değişmiyor: bir kez daha trafikte dikkatin ne kadar hayati olduğunu görüyoruz.
Bu kaza, Kastamonu'da uzun süre konuşulacak gibi görünüyor. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler zaten herkesi şoke etmiş durumda. Umarım bu olay hepimize bir ders olur da yollarda biraz daha dikkatli oluruz - ne de olsa hayatımız söz konusu.
