Güneş Fethiye'nin kayalıklarına vururken, kimse o gün yaşanacakları tahmin edemezdi. Öyle bir gündü işte - her şey normal görünüyordu ta ki o çağrı gelene kadar.
İnanmak gerçekten zor ama bir kişi, tam da o sarp kayalıklardan aşağı düşmüştü. Durum kritikti, zaman ise acımasızca akıp gidiyordu.
15 Saatlik O Zorlu Mücadele
AFAD ekipleri olay yerine ulaştığında, manzara içler acısıydı. Kayalıklar öyle dik, öyle sarp ki... Normal şartlarda yürümek bile neredeyse imkansızken, bir de yaralı taşımak? İşte tam da bu noktada kahramanlık başlıyor.
Ekipler hiç vakit kaybetmeden çalışmaya koyuldular. Saatler geçiyor, güneş batıyor ama onların azmi asla tükenmiyordu. Geceyi aydınlatan sadece fenerler değildi - o fedakar insanların yürekleri de adeta ışık saçıyordu.
Sedye ile Taşıma Macerası
Yaralıyı sedyeye yerleştirmek bir şeydi de, o kayalıklardan aşağı indirmek bambaşka bir dertti. Her adımda bin bir zorluk, her metrede yeni bir engel. Ekipler adeta bir dağ keçisi gibi kayalara tırmanıyor, sedyeyi taşırken de her hareketlerini düşünmek zorunda kalıyorlardı.
Düşünsenize - karanlık, kaygan kayalar, yorgunluk... Ama pes etmek yok! Onlar için her saniye, her nefes değerliydi.
Sonunda Zafer!
Tam 15 saat sonra... Evet, yanlış duymadınız - tam on beş saat! Sonunda ambulans göründü uzaktan. O anki rahatlama, o anki mutluluk tarif edilemezdi.
Yaralı artık güvendeydi. Ekiplerin yüzündeki yorgunluk, yerini tatlı bir gülümsemeye bırakmıştı. O kadar çok şey yaşanmıştı ki o 15 saatte - belki de hayatlarının en unutulmaz mesaisiydi.
Şimdi düşünüyorum da... İnsan hayatı ne kadar da kıymetli. Ve o hayatı kurtarmak için mücadele edenler ise paha biçilemez. Fethiye'de yaşanan bu olay, aslında bize çok şey anlatıyor - yardımlaşmanın, dayanışmanın ve pes etmemenin gücünü.
Yaralı vatandaşımızın sağlık durumunun iyiye gittiği bildirildi. Umarım bir an önce tamamen iyileşir ve bu zorlu anıyı geride bırakır.