O an her şey o kadar normaldi ki... Saniyeler içinde sıradan bir bekleyiş kabusa dönüştü. Kırmızı ışıkta duran sürücü, belki de evinin yolunu düşünüyordu. Ama hayat bazen en beklenmedik anda en acımasız sürprizleri yapıverir insana.
Ve işte o an geldi çattı. Arkadan gelen o korkunç darbe - öyle şiddetliydi ki, metal yığını iki parçaya ayrılmakta tereddüt bile etmedi. Sanki bir oyuncakmışçasına paramparça olan araç, trafikteki en ufak bir dikkatsizliğin nelere mal olabileceğinin acı bir kanıtına dönüştü.
Hayatın Kırılma Anı
Göz açıp kapayıncaya kadar geçen o birkaç saniye, aslında ne çok şey anlatıyor bize. Trafik ışıkları - o küçük renkli lambalar - bazen hayatla ölüm arasındaki ince çizgiyi temsil ediyor. Kırmızı dur, yeşil geç... Ama bazıları bu basit kuralı unutmanın bedelini çok ağır ödüyor.
Kameraya yansıyan görüntüler insanın içini ürpertiyor doğrusu. Bir araba düşünün - saniyeler önce sapasağlam duruyor, sonra bir darbe ve artık iki ayrı metal yığını. İnanması güç ama gerçek.
O Görüntüleri Unutmak Mümkün Değil
Gözlerime inanamadım ilk gördüğümde. Normalde sadece filmlerde görmeye alıştığımız sahnelerdi bunlar. Ama hayat bazen kurgudan daha acımasız olabiliyor maalesef.
- Aracın arka kısmı tamamen ezilmiş
- Ön kısım metrelerce sürüklenmiş
- Cam kırıkları her yana saçılmış
- Ani fren izleri yolun hikayesini anlatıyor
Ve o sırada trafikte belki de yüzlerce araç vardı. Kimi işine yetişmeye çalışıyor, kimi çocuğunu okuldan alacak, kimi de sadece eve gitmenin hayalini kuruyordu. Hepimizin sıradan günlük telaşları işte...
Peki Ya Sonrası?
Olay yerine ilk müdahale edenlerin ifadeleri durumun vahametini gözler önüne seriyor. Acil servis ekipleri, itfaiye, polis - hepsi seferber olmuş. Ama bazı yaraların sarılması zaman alıyor, bazılarının ise hiç iyileşmeyeceğini biliyoruz.
Şu soru takılıyor insanın aklına: Neden? Neden bu kadar basit kuralları görmezden geliyoruz? Acele etmek, birkaç saniye kazanmak uğruna hayatlarımızı tehlikeye atıyoruz. Mantığın kabul edemeyeceği bir durum bu.
Emniyet kemeri kullanmanın önemi bir kez daha ortaya çıktı bu kazada. O küçük kemer hayat kurtarıcı olabiliyor - belki de aradaki o ince çizgiyi temsil ediyor.
Trafik Canavarı Uyandığında
Bazen diyorum ki, trafik canavarı diye bir şey yok aslında. Bu canavar biziz - dikkatsiz, aceleci, kuralları umursamayan bizler. Ve uyandığı zaman gerçekten acımasız olabiliyor.
Bu kaza bize ne öğretti peki? Sanırım şunu: Trafikte her saniye önemli, her kural hayat kurtarıcı. Unutmayalım ki, yolda sadece kendi hayatımız değil, başkalarının hayatları da bizim ellerimizde.
Umarım bu görüntüler hepimiz için bir uyanış çağrısı olur. Eve sağ salim varmak en büyük zenginlik çünkü. Bunu asla unutmayalım...