Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde, 2.5 yıl önce meydana gelen ve 3 kişinin hayatını kaybettiği trafik kazasında, sorumlu sürücünün kim olduğu sorusu yargı sürecini tam bir çıkmaza soktu. Tanık ifadelerindeki çelişkiler, güvenlik kamerası görüntüleri ve bilimsel deliller farklı kişileri işaret ederken, dava Yargıtay'ın nihai kararına bağlandı.
Kazanın Acı Tablosu ve Çıkmaz Soru
4 Haziran 2023 tarihinde, saat 10:51 sıralarında, Kızılcahamam-Çerkeş Tüneli çıkışında 06 HE 2939 ve 34 BHA 72 plakalı iki araç korkunç bir şekilde kafa kafaya çarpıştı. İki araç da hurdaya dönen kazada, Mehtap Ayancık (30), 8 yaşındaki kızı Irmak Ayancık ve Fatih Erkış (32) olay yerinde hayatını kaybetti. Kazadan yaralı kurtulanlar ise Habip Eser, Habibe Eser, Fatmanur Vurgun ve Emre İrez oldu.
Soruşturma, kazanın 34 plakalı aracın kontrolünü kaybedip karşı şeride geçmesi sonucu meydana geldiğini tespit etti. Ancak soruşturmanın ve ardından başlayan yargılamanın odak noktası, "Kazaya neden olan aracı kim kullanıyordu?" sorusu oldu. Kazadan sonra hastaneye kaldırılan iki isim, Hakan Canpolat ve Emre İrez, aşırı alkollü oldukları tespit edilen tek kişilerdi. Canpolat'ın 2.905 promil, İrez'in ise 2.19 promil alkollü çıktığı iddia edildi.
Çelişen Deliller: Kamera Görüntüleri, DNA ve Tanıklar
Dava, birbiriyle çatışan kanıtlar üzerine şekillendi. Sanık Hakan Canpolat'ın avukatları, tünel çıkışındaki güvenlik kamerası ve Plaka Tanıma Sistemi (PTS) kayıtlarını delil olarak sundu. Bu kayıtlara göre, kazadan sadece 15 saniye önce, saat 10:50:47'de direksiyonda beyaz gömlekli Emre İrez'in, yolcu koltuğunda ise koyu renk kıyafetli Hakan Canpolat'ın bulunduğu iddia edildi.
Diğer yandan, adli tıp raporları da kritik bulgular içeriyordu. Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nın yaptığı incelemede, sürücü tarafındaki hava yastığından alınan tüm kan ve doku örneklerinin Emre İrez'in DNA'sı ile eşleştiği belirlendi. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi de hazırladığı raporda, Emre İrez'in göğüs ve alt ekstremite bölgesinde aldığı darbelerin sürücü konumuyla uyumlu olduğunu tespit etti.
Mahkemede ifade veren iki jandarma personeli de kamera görüntülerine dayanarak aracı kullanan kişinin açık renkli (beyaz) gömlek giyen Emre İrez olduğunu düşündüklerini ifade etti.
Sanıkların İddiaları ve Mahkemenin İlk Kararı
Yargılama sürecinde her iki sanık da direksiyon başında olmadıklarını iddia etti. Hakan Canpolat, "Ben yolcudum. Hamamdan çıkınca Emre kullanıyordu. Kaza anını hatırlamıyorum" dedi. Emre İrez ise, "Aracı hep Hakan kullandı. Beni susturuyordu, direksiyondan kaldırmıyordu. Kaza anında uyuyordum, torpidonun altında uyandım" şeklinde beyanda bulundu.
Ankara'daki mahkeme, ilk tanık ifadelerini esas alarak sürücünün Hakan Canpolat olduğuna hükmetti. Bu doğrultuda, Hakan Canpolat'a 16 yıl, Emre İrez'e ise 8 yıl hapis cezası verildi. Her iki sanığın sürücü belgeleri de 2 yıl süreyle geri alındı. İstinaf Mahkemesi kararı kısmen düzeltse de esas yönüyle onadı.
Yargıtay'dan Farklı Değerlendirme: Nihai Karar Bekleniyor
Süreç Yargıtay'a taşındığında ise farklı bir değerlendirme ortaya çıktı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hakan Canpolat'ın cezasının onanmasını talep ederken, Emre İrez hakkındaki karar için "bozma" istedi. Başsavcılık tebliğnamesinde, Emre İrez'in aracı kullanmadığına dair tünel kamerası görüntüleri, DNA delilleri ve torpido altında sıkışmış bulunması gibi ciddi kanıtların yeterince değerlendirilmediğini vurguladı ve "Emre'nin fiile katkısı yoktur, sürücü değildir" değerlendirmesini yaptı.
Bu gelişmelerin ardından, 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan bu acı olayda nihai sorumlunun kim olduğu sorusunun cevabı Yargıtay'ın vereceği karara kaldı. Kamera kayıtları, adli tıp bulguları ve tanık ifadeleri Yargıtay heyeti tarafından son kez incelenecek ve davanın son noktası konulacak.