
Güneşin acımasızca yaktığı Mardin yollarında, perşembe günü öğle saatlerinde her şey bir anda altüst oldu. Sanki zaman donmuştu - dört metal yığını birbirine kenetlenmiş, çığlık sesleri ve lastik sesleri havayı yırtıyordu.
O anları yaşayanlar için tam bir kabustu. İlk çarpışmanın şiddetiyle diğerleri domino taşı gibi peş peşe geldi. Metal bükülüyor, camlar paramparça oluyor, insanlar neye uğradığını şaşırıyordu.
İmdada yetişenler hemen 112'yi aradı. Mardin İl Ambulans Servisi ve itfaiye ekipleri olay yerine adeta fırladı. Yaralılar için zamanla yarış başlamıştı - saniyeler bile çok önemliydi.
Sağlık ekipleri profesyonellikle çalıştı. Kazazedeler özenle sedyelere alınarak Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne nakledildi. Hastane yetkilileri, 'Durumları stabil' açıklamasını yapsa da aslında herkesin yüreği ağzındaydı.
Trafik polisi ekipleri olay yerinde inceleme yaparken, o korkunç anları yaşayan sürücüler ve yolcular hâlâ olanları tam olarak anlamaya çalışıyordu. Nasıl anlasınlar ki? Bir anda her şey normale dönmüş gibiydi ama aslında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Bu tür kazalar -maalesef- bize şunu hatırlatıyor: Yollarda sadece kendi can güvenliğimizden değil, başkalarının hayatından da sorumluyuz. Belki de hepimizin araç kullanırken bir kez daha düşünmemiz gerekiyor.
Son bilgilere göre yaralıların tedavisi sürüyor. Umuyoruz ki en kısa sürede sağlıklarına kavuşurlar ve bu tatsız anı geride bırakabilirler.