Güneşin tepede cayır cayır yaktığı o öğle saatleri, Mardin'in eski sokaklarında her zamanki gibi bir dinginlik hakimdi derken... Birden! Metalin birbirine girmiş çığlığıyla irkildi herkes. Artuklu'da, tam da şehrin nabzının attığı yerlerden birinde, trafik sanki bir anda kontrolden çıkmıştı.
İki minibüs ve bir binek otomobil... Hepsi, o lanet olası kavşakta, kimin nereden geldiği belli olmayan bir kaosun içinde buldular kendilerini. Önce bir sert darbe, sonra ardı ardına gelen o berbat sesler. Civardaki dükkanlardan fırlayan insanların gözleri dehşetle açılmıştı; görmeleri gerekeni görüyorlardı çünkü.
Olay yerine ilk ulaşanlar, zaten olayın içindeki şanslı(!) kişiler oldu. Hem yardım etmeye çalışıyorlar hem de belki de kendi şoklarını atlatmaya... İmdat ekipleri kısa sürede bölgeye ulaştı tabii. Ambulansların sireni o sıcak havaya inanılmaz bir aciliyet katmıştı. İlk müdahaleler hemen oracıkta yapıldı ve yaralılar, Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne nakledildi. Hastane yetkilileri, 'hayati tehlikelerinin olmadığını' söylüyorlar ama kim bilir, belki de içlerinden biri o korkunç anları rüyalarında tekrar yaşıyordur.
Polis ekipleri olay yerinde inceleme yaparken, bir yandan da trafiği alternate yollara yönlendirmekle meşguldü. O karmaşayı tahayyül etmek bile insanın içini karartıyor. Bir anlık dikkatsizlik mi, yoksa talihin kötü bir oyunu mu? Sebep ne olursa olsun, sonuç ortada: 9 yaralı ve her biri farklı hikayelerle dolu 3 araç...
Bu tatsız olay, aslında hepimize şu basit gerçeği bir kez daha hatırlatıyor: Yollarda sadece kendi canımızdan değil, başkalarının hayatlarından da sorumluyuz. O yüzden lütfen, bir dahaki sefere direksiyona geçtiğinizde bir kez daha düşünün. Aceleniz gerçekten hayatınızdan daha mı değerli?
