
Göztepe açıklarında, yerin 7 kilometre derinliğinde başlayan sarsıntı, Marmara'nın huzurunu bir anda bozdu. O anları yaşayanlar, "Birden her şey titremeye başladı" diye anlatıyor.
AFAD'ın açıklamasına göre, saatler 16.26'yı gösterirken 4.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Aslında rakamsal olarak 'orta şiddette' sayılabilecek bu sarsıntı, bölge halkı üzerinde oldukça güçlü bir etki bıraktı. Özellikle de son dönemlerde uzmanların sık sık uyarıda bulunduğu bir bölgede gerçekleşmesi, endişeleri bir kat daha artırdı.
Paniğe Gerek Yok Ama Tedbir Şart!
İstanbul, Kocaeli, Yalova ve Sakarya... Deprem, bu dört ilde açıkça hissedildi. Sosyal medya anında hareketlendi. #deprem etiketiyle paylaşılan yüzlerce tweet, insanların o anki şaşkınlığını ve korkusunu gözler önüne serdi. Kimisi "Çok şiddetliydi" derken, kimisi de "Hafif bir sallantı gibiydi" yorumunu yaptı. Peki, bu fark nereden geliyor? Zemin yapısı ve bulunulan binanın özellikleri, hissiyatı doğrudan etkiliyor. Katlı bir binanın üst katlarında sallantıyı daha fazla hissetmek mümkün.
AFAD yetkilileri yaptıkları ilk değerlendirmede, can ve mal kaybı olmadığını açıkladı. Altyapıda herhangi bir hasar meydana gelmedi. Bu, içimizi bir nebze olsun rahatlatan bir haber oldu. Fakat uzmanlar uyarıyor: "Küçük bir deprem, daha büyüğünün habercisi olabilir mi?" sorusunun net bir yanıtı yok. Aslolan, her zaman hazırlıklı olmak.
Deprem Değil, Hazırlıksızlık Öldürür
Bu deprem, bize yeniden hatırlattı: Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Peki, ne yapmalıyız? İşte birkaç kritik madde:
- Sabitlenmemiş eşyaları duvara monte edin. Devrilen bir dolap veya buzdolabı ciddi yaralanmalara neden olabilir.
- Bir afet çantası hazır bulundurun. İçinde su, enerji verici gıdalar, ilk yardım malzemeleri ve önemli evraklarınızın fotokopileri olsun.
- Aile içinde bir buluşma noktası belirleyin. Telefonlar çalışmazsa iletişim nasıl sağlanacak, planınız olsun.
Bugün yaşananlar, sadece bir uyarıydı adeta. Kader değil, tedbirsizlik sonuç doğurur. Unutmayalım.