Daha dün gibi hatırlıyoruz o korkunç 6 Şubat'ı... Şimdi yeni bir uyarı daha var masaya yatırılan. Jeoloji profesörü Şener Üşümezsoy, beklenen Marmara depremine dair çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.
"Marmara'da 6 büyüklüğünde deprem olabilir" diyor Üşümezsoy ve ekliyor: "Bu ihtimal hiç de azımsanacak gibi değil." Gerçekten öyle mi? Gelin bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim.
Marmara'nın Kalbinde Sessiz Tehlike
Profesörün açıklamalarına göre, Marmara Denizi'nin orta kesimlerinde adeta bir gerilim fırtınası yaşanıyor. Sanki bir yay gibi gerilmiş durumda fay hatları - ne zaman patlayacağı ise meçhul. Üşümezsoy'un dediğine bakılırsa, "Bu enerji bir şekilde boşalacak ve bunun 6 büyüklüğünde olması kuvvetle muhtemel."
Peki ya 7.4 veya 7.6 gibi büyük depremler? Onlar için ise "Şu anki verilere göre böyle bir senaryo pek gerçekçi görünmüyor" diye ekliyor. Bu aslında biraz rahatlatıcı ama yine de tedbiri elden bırakmamak gerekiyor tabii.
Kuzey Anadolu Fayı'nda Neler Oluyor?
Şu meşhur Kuzey Anadolu Fay Hattı... Hepimizin korkulu rüyası. Üşümezsoy'un analizlerine göre, fayın kırılma davranışları oldukça karmaşık bir yapı sergiliyor. 1999'daki o korkunç depremlerden sonra enerjinin büyük kısmı boşalmış olsa da, bazı bölümlerde hala gerilim birikmeye devam ediyor.
İşin ilginç yanı, Marmara'nın içindeki fay segmentlerinin birbirinden bağımsız hareket edebilmesi. Yani birinde olan kırılma, diğerini tetiklemek zorunda değil. Bu da deprem tahminlerini - maalesef - daha da zorlaştırıyor.
Uzman Gözüyle Deprem Senaryoları
Üşümezsoy'un üzerinde özellikle durduğu nokta şu: "Marmara'da 7'nin üzerinde deprem beklemek yerine, 6 büyüklüğündeki depremlere hazırlıklı olmalıyız." Bu aslında mantıklı geliyor, değil mi? Çünkü küçük veya orta ölçekli depremler daha sık yaşanıyor.
Ama şunu da unutmayalım - doğa bize her zaman sürpriz yapabilir. 6 büyüklüğündeki bir deprem bile, eğer doğru yerde ve doğru derinlikte olursa, ciddi hasara yol açabilir. Özellikle de zemin koşullarının kötü olduğu bölgelerde...
Sonuç olarak, Üşümezsoy'un uyarıları bize şunu gösteriyor: Deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmeliyiz. Hazırlıklı olmak, güvenli binalarda oturmak ve acil durum planlarımızı yapmak artık bir lüks değil, zorunluluk.
Deprem öldürmez, bina öldürür sözünü hatırlayalım ve tedbirlerimizi ona göre alalım. Çünkü bu coğrafyada yaşamanın bedeli, her an sallanmaya hazır olmak...