Hava buz gibiydi, sanki her şey normal bir akşamüstü gibiydi Mersin'de. Ta ki o korkunç haber gelene kadar. Tarsus ilçesinde, Adana-Mersin otoyolunun 15. kilometresinde hayatlar bir anda değişti. Bir hafif ticari araç -kim bilir nereye gidiyorlardı- kontrolden çıkıverdi.
Ve işte o an. Araç refüje çarptı, savruldu, adeta bir teneke kutu gibi ezildi. İçindeki üç can... Üç hayat, bir anda söndü. Belki de en acısı, bu insanların aynı aileden olması. Bir aile yok oldu, geride kalanlar için hayat artık eskisi gibi olmayacak.
Kazanın Acı Detayları
Olay yerine ulaşan ilk ekipler neyle karşılaştı dersiniz? İç parçalayan bir manzara. Araç o kadar kötü hasar görmüş ki, içindekilerin kurtulma şansı yok denecek kadar azmış. Acil sağlık ekipleri her ne kadar hızla müdahale etse de, yapabilecekleri hiçbir şey kalmamıştı maalesef.
Kaza saatler sonra bile etkisini hissettiriyordu. Otoyolun o bölümü trafiğe kapatıldı -ki zaten kim geçmek isterdi ki o manzaranın yanından? Jandarma ekipleri olay yerinde inceleme yaparken, bir yandan da trafiği yönlendirmekle meşguldü. İnsanların yüzlerindeki şok ifadesi her şeyi anlatıyordu aslında.
Peki Bu Kazalar Neden Oluyor?
Biliyor musunuz, bazen düşünüyorum da... Bu tür kazalar genellikle bir dikkatsizlik anında oluyor. Belki saniyelik bir dalgınlık, belki yorgunluk, belki de hız. Ama sonuçları o kadar ağır ki. Üç can gitti, belki de çocukları, eşleri, anne-babaları olan insanlar.
Uzmanlar diyor ya, trafikte en ufak bir hatanın bedeli çok ağır olabilir diye. İşte bu kaza da bunun en acı kanıtı oldu. Hafif ticari araç sürücüleri özellikle dikkatli olmalı - çünkü onlar sadece kendi hayatlarını değil, başkalarının hayatlarını da taşıyorlar aslında.
Mersin'de yaşanan bu elim kaza, bir kez daha gösterdi ki trafik kuralları sadece formalite değil. Her kuralın arkasında binlerce hayat hikayesi var. Ve bugün, üç hikaye daha erken bitti. Geride kalanlara başsağlığı diliyoruz - kelimelerin yetersiz kaldığı o büyük acıyı paylaşıyoruz.