
Mersin'de sabah saatlerinde yaşanan olay, adeta bir gerilim filminin sahnesini andırıyordu. Hareket halindeki okul servisi aniden dumanlar içinde kaldı ve her şey birkaç saniye içinde gelişti.
Araçtaki öğrenciler—kimisi henüz uykulu, kimisi günün ilk şakalarını yapıyordu—aniden ne olduğunu anlayamadı. Ama şoför, tam da olması gerektiği gibi, soğukkanlılığını korudu. "Aman Tanrım!" diye bağıran bir öğrenciyi sakinleştirirken, diğer yandan da kontağı kapatıp herkesi derhal araçtan indirmeye başladı.
Olay yerine kısa sürede çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Yangın, aracın motor kısmından başlamıştı ve hızla yayılıyordu—tam bir kabus! İtfaiye ekipleri adeta bir operasyon yönetircesine çalışarak alevlere müdahale etti. Su ve köpük… Her yer beyaz bulutlar içinde kaldı.
Paniğe Yer Yoktu
İşin en dikkat çekici yanı? Kimse ciddi şekilde yaralanmadı. Evet, belki birkaç minik yürek korkudan hızlı hızlı atmıştı, ama hepsi güvendeydi. Şoförün soğukkanlılığı ve hızlı refleksi takdir topladı. Zaten öyle anlarda insan nasıl davranacağını pek bilemiyor.
Yangının çıkış sebebi henüz netlik kazanmış değil—muhtemelen elektriksel bir arıza veya motor kaynaklı bir problem. Yetkililer incelemelerini sürdürüyor. Ama şunu söylemeliyim: Bu tip olaylar, okul servislerinin düzenli bakımının ne denli hayati olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Veliler olay yerine geldiğinde—ki onlar için de çok zor bir andı—çocuklarına sarıldı. O anki rahatlama ifadeleri görülmeye değerdi. Belki de en büyük şans, yangının hareket halindeyken değil de durma noktasındayken başlamasıydı.
Sonuç olarak, her şey iyi bitmişti. Küçük bir korku yaşandı, ama ders alınacak bir vaka olarak kayıtlara geçti. Umarım bir daha böyle bir şey yaşanmaz—çünkü bir dahaki sefere bu kadar şanslı olmayabiliriz.