İzmir'in Bayraklı ilçesinde dün akşam saatlerinde yaşanan o korkunç kaza, bir ailenin yüreğine ateş düşürdü. Sanki her şey normal bir akşamüstü gibi başlamıştı - ta ki o lanet minibüs kontrolden çıkana kadar.
Olay, saatler 18.00'i gösterdiğinde, 150. Sokak'ta meydana geldi. Birdenbire... Aniden... Sanki zaman durmuştu. Minibüs, ne olduğunu anlayamadan yoldan çıktı ve şiddetle bir yere çarptı. O an orada olanlar için hayat, bir anda film karesi gibi donakaldı.
Yusuf Yılmaz İçin Mücadele Sonuç Vermedi
Kazanın ardından olay yerine bir anda itfaiye, ambulans ve polis ekipleri üşüştü. Herkes koşturuyor, bağırışlar, çığlıklar... Kaos ortamında yaralılara ulaşılmaya çalışılıyordu. İşte o yaralılardan biri de Yusuf Yılmaz'dı.
Ambulanslar onu hızla Bayraklı Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi'ne yetiştirdiler. Doktorlar, hemşireler - gece gündüz demeden çalıştılar. Ama ne yazık ki... Yusuf için yapılan tüm müdahaleler sonuçsuz kaldı. Hayatını kaybetti.
Bu tür haberleri duyduğumda hep şunu düşünüyorum: Bir ailenin dünyası bir anda nasıl da kararıveriyor. Bir akşam yemeği, bir telefon görüşmesi, belki de ertelediği bir buluşma - ve hayat bir anda tamamen değişiyor.
Diğer Yaralıların Durumu Ne?
Kazada Yusuf Yılmaz haricinde iki kişi daha yaralandı. Onlar için mücadele devam ediyor. Hastane yetkilileri, "diğer yaralıların genel durumlarının iyiye gittiğini" belirtiyorlar. En azından bu küçük bir teselli.
Polis ekipleri kazanın nasıl meydana geldiğini araştırıyor. Minibüsün neden kontrolden çıktığı, sürücü hatası mı yoksa başka bir teknik sorun mu olduğu henüz netlik kazanmış değil. Trafik kazaları - işte bu lanet olası şeyler - her seferinde aynı soruyu sorduruyor: "Bu kaza önlenemez miydi?"
Yusuf Yılmaz'ın cenazesi, ailesine teslim edildi. Bugün son yolculuğuna uğurlanacak. Arkasında sevenleri, ailesi ve bitmemiş hayallerini bırakarak...
İzmir'de bir evde ışıklar sönmüş durumda. Pencereden içeri süzülen ay ışığı, boş bir koltuğu aydınlatıyor. Ve bir aile, bir daha asla aynı olmayacak bir hayatın içinde kaybolmuş durumda. Trafik kazaları - ne kadar da sıradanlaştı bu kelime, değil mi? Oysa her biri, bir insanın dünyası demek.
