İstanbul'da dün akşam saatlerinde nefesleri kesen bir trafik kazası yaşandı. Göz açıp kapayıncaya kadar gelişen olaylar, adeta bir aksiyon filmi sahnesini andırıyordu. Kimi zaman hayatın ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatan bu tür anlar, işte tam da böyle ansızın geliveriyor.
Önce iki aracın çarpıştığını görenler, olayın burada biteceğini sanmıştı. Ama asıl drama bundan sonra başladı. Çarpışmanın şiddetiyle kontrolünü kaybeden motosiklet, sanki bir oyuncak gibi savrularak kaldırıma yöneldi. O an oradan geçmekte olan masum yayalar için ise her şey bir anda karardı.
O Anları Yaşayanlar Anlatıyor: "Bir Anda Her Yer İnilti ve Çığlık Sesleriyle Doldu"
Olay yerine ilk ulaşanlardan biri olan esnaf Mehmet Yılmaz, "Dükkânımın önünde müthiş bir ses duydum. Dışarı fırladığımda insanların yerde yattığını gördüm. İlk başta ne olduğunu anlayamadım, her yer inilti ve çığlık sesleriyle dolmuştu" diyor. Sesleri duyar duymaz sokağa fırlayan diğer esnaflar ve vatandaşlar, yaralılara ilk müdahaleyi yapmak için seferber olmuş.
Ortalık bir anda ana baba gününe dönmüştü - bir yanda çarpışan araçların arasında sıkışan sürücüler, diğer yanda kaldırımda cansız yatan yayalar... İnsanın tüylerini ürperten bir manzaraydı bu.
Yaralıların Acil Servis Macerası
Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralıları titizlikle inceledi. Beş kişi - evet, tam beş masum insan - çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. Ambulansların siren sesleri eşliğinde hastanelere nakledilen yaralıların, genel durumlarının iyi olduğu belirtildi. En azından bu kadar karmaşık bir kazadan can kaybı olmaması, küçük de olsa bir teselliydi.
Polis ekipleri olayla ilgili soruşturmayı derinleştirirken, kazanın nasıl meydana geldiğine dair ipuçlarını toplamaya başladı. İlk belirlemelere göre, zincirleme bir kaza söz konusuydu. Önce araçlar çarpışmış, ardından motosiklet kontrolünü kaybederek yayaların üzerine sürüklenmişti.
Trafik Kazaları ve İnsan Faktörü
Bu tür olaylar, trafikte dikkatin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Saniyelik bir dalgınlık, bazen geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabiliyor. İstanbul trafiğinin yoğun temposu içinde, her gün benzer risklerle karşı karşıya kalıyoruz aslında.
Uzmanlar defalarca uyarıyor: Trafik canavarı uyumaz! Ama biz yine de bazen kuralları esnetiyor, dikkatimizi dağıtıyoruz. Belki de bu kaza, hepimiz için bir uyanış çağrısı olmalı. Ne dersiniz?
Yaralıların en kısa sürede sağlığına kavuşmasını temenni ederken, bu tür üzücü olayların bir daha yaşanmaması için hepimize görevler düştüğünü unutmayalım. Trafikte sadece kendi hayatımızı değil, başkalarının hayatlarını da ellerimizde tuttuğumuzu aklımızdan çıkarmayalım.