Hayat bazen öyle acımasız dönüyor ki... Muş'un Korkut ilçesine bağlı Karınca köyünde yaşananlar, tam da böyle bir trajedinin habercisiydi. 34 yaşındaki Mustafa Yıldırım, belki de o sabah her zamanki gibi sürüsünün peşinden yola çıkmıştı. Kim bilebilirdi ki bu yolculuğun sonunun hiç gelmeyeceğini?
O gün hava ne kadar kötüydü, değil mi? Sanki her şey bir araya gelmişti. Şiddetli yağmur, coşkun sular, ve o aniden kabaran dere... Mustafa, canından çok sevdiği hayvanlarını kurtarmak için girdiği suda, maalesef mücadeleyi kaybetti.
Köylülerin Çaresiz Çabaları
Olay anını gören köylülerin çığlıkları hâlâ kulaklarda. İnsan ne yapabilir ki böyle bir anda? Doğanın gücü karşısında bazen o kadar çaresiz kalıyoruz ki... Köylüler hemen harekete geçmiş, ama ne yazık ki suyun gücü daha baskın çıkmış.
Jandarma ekipleri olay yerine ulaştığında her şey için çok geçti. Arama kurtarma çalışmaları saatlerce sürdü - belki de en zoru, bir canın sönüşünü izlemekti. Mustafa'nın cansız bedenine ulaşıldığında, köyde derin bir sessizlik çöktü. O genç yaşta, hayat daha yeni başlıyorken...
Bir Ailenin Yıkılışı
Düşünsenize, bir ailenin evladını bekleyişini. Kapıdan her girenin, belki de onun olacağını umut etmelerini. Ama gelen haber, yürekleri dağlayan cinstendi. Mustafa'nın ailesi için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Cenaze töreninde gözyaşları sel olup aktı. Komşular, akrabalar, arkadaşlar... Herkes o genç çobanın ardından yas tutuyordu. Belki de en acısı, onun hayvanlarına olan sevgisinin sonunda hayatına mal olmasıydı.
Bu tür olaylar bize şunu hatırlatıyor: Doğa bazen öyle sinsi davranıyor ki, en tecrübeli insanları bile hazırlıksız yakalayabiliyor. Muş'taki bu acı olay, aslında hepimiz için bir uyarı niteliğinde. Dere yataklarına yakın yerlerde yaşayanların daha dikkatli olması gerekiyor - özellikle de böyle hava koşullarında.
Mustafa Yıldırım'ın ardından geriye koca bir ailenin acısı ve bitmeyen bir özlem kaldı. O artık sürüsünü güttüğü o güzelim yaylalarda değil, sevdiklerinin kalbinde yaşayacak.