Afrika'nın en kalabalık ülkesi Nijerya, yine yürek burkan bir maden faciasıyla sarsıldı. Kuzeybatıdaki bir altın madeninde meydana gelen göçük, yüzlerce aileyi yasa boğdu adeta.
Olay, ülkenin Kuzeybatı bölgesinde -tam olarak ifade etmek gerekirse- kontrolsüz şekilde işletilen bir altın madeninde patlak verdi. Yetkililerin aktardığına göre, sayıları yüzü aşkın madenci, aniden çöken toprak altında kaldı. İnanması güç ama bu insanların çoğu, en basit güvenlik önlemlerinden bile yoksun koşullarda çalışıyorlarmış.
Kurtarma Ekipleri Zorlu Koşullarla Mücadele Ediyor
Kurtarma çalışmalarına ilişkin detaylar yürek sızlatıcı. Bölgeye ulaşan ekipler, ağır ekipman eksikliği ve istikrarsız zemin yüzünden adeta elleri kolları bağlı çalışıyor. Bir yetkilinin dediği gibi, "Her an yeni bir çökme riski var ve bu da işimizi katbekat zorlaştırıyor."
Ölü sayısı konusunda net bir rakam vermek hala güç. Kimi kaynaklar 100'ün üzerinde derken, kimi yerel haberler bu sayının çok daha fazla olabileceğine işaret ediyor. Zaten resmi makamlar da -tipik bir kaçamakla- "kesin sayının kurtarma çalışmaları sonunda belli olacağını" ifade ediyor.
Bölgedeki Madencilik Faaliyetleri ve Riskler
Nijerya'da, özellikle de bu bölgede, kayıt dışı maden çalışmaları neredeyse günlük hayatın bir parçası. İnsanlar geçim derdinde, evet ama bu kadar mı? Güvenlik önlemi sıfıra yakın, denetim mekanizması ise neredeyse yok denecek kadar az.
Aslında bu facia, sadece bir göçükten ibaret değil. Daha derinlerde, sistemik sorunların ve yetersiz denetimlerin acı bir yansıması. Bölge sakinleri yıllardır benzer tehlikelerle burun buruna yaşıyor ama kimse ciddi bir önlem almıyor gibi görünüyor.
Uluslararası toplumun da dikkatini çeken bu facia, Afrika'daki maden güvenliği sorununu bir kez daha gün yüzüne serdi. Belki de asıl sorulması gereken soru şu: Bu tür trajedilerin tekrarlanmaması için ne yapılmalı?
