
Günlük koşturmacanın tam ortasında, sıradan bir okul günü bir anda korku filmi sahnesine dönüşebilir mi? İşte o anlardan biri, belki de birkaç saniyenin hayatla ölüm arasındaki ince çizgiyi belirlediği o kritik an, güvenlik kameralarına böyle yansıdı.
Okul bahçesi... Çocukların koşuşturduğu, kahkahaların havada uçuştuğu o bildik mekan. Tam da o sırada, hiç beklenmedik bir misafir beliriyor: kontrolden çıkmış bir araç! Adeta bir film sahnesi gibi, ama bu ne yazık ki gerçek.
O sırada okul müdürü, belki de rutin işlerinden birini yapıyordu. Kim bilebilir? Ama içgüdüleri, o müthiş sezgisi devreye girdi. Araç çocuklara doğru ilerlerken, o hiç düşünmeden kendini attı önüne. Çılgınca bir cesaret örneği!
Her Şey Birkaç Saniyeye Sığdı
O anları düşünmek bile insanın tüylerini diken diken ediyor. Araç okul bahçesine girmiş, farkında olmadan –ya da belki de farkında olarak– çocuklara doğru ilerliyor. Küçük bedenler, kocaman bir metal yığını karşısında ne yapabilir ki?
Müdür bey ise tam bir kahramanlık abidesi gibi. Hiç tereddüt etmeden, korkusuzca müdahale etti. Adeta bir süper kahraman çıkageldi hayatlarının ortasına. Araç durdu, çocuklar güvende. İşte her şey bu kadar basit ve bir o kadar da derin.
Peki Ya Sonrası?
Olay yerine gelen yetkililer, durumu kontrol altına aldı. Şoförle ilgili soruşturma başlatıldı tabii. Ama asıl konuşulması gereken, bu müdürün gösterdiği olağanüstü refleks ve sorumluluk duygusu.
Okul yönetimleri zaten sürekli güvenlik önlemlerinden bahseder durur. Ama bazen teorik bilgiler yetmiyor. İşte pratikte bir kahramanlık örneği daha. Belki de bu olay, tüm okulların güvenlik protokollerini yeniden gözden geçirmesi için bir uyarı işareti.
Veliler ise hala olayın şokunu atlatabilmiş değil. "Çocuğumuzu okula gönderirken güvende olduğunu düşünmek istiyoruz" diyor bir anne. Haklı değil mi?
Bu tür olaylar, aslında hepimizin üzerine düşünmesi gereken bir gerçeği hatırlatıyor: Güvenlik her zaman, her yerde önceliğimiz olmalı. Özellikle de çocuklarımız söz konusu olduğunda.