
O gece Çorum'da hava her zamanki gibi soğuktu. Sokaklar tenhaydı, ta ki o korkunç an yaşanana kadar. Bir polis memuru rutin görevini yapıyordu, kimse işlerin bu kadar kötüye gideceğini tahmin edemezdi.
Olay, İnönü Caddesi'nde meydana geldi. Polis ekibi, trafik kontrolü yaparken bir aracın sürücüsünden durmasını istedi. Ama sürücü—belki panikle, belki de umursamazlıktan—bu emre kulak asmadı. Aksine, gaz pedalına sonuna kadar basarak kaçmaya çalıştı.
Ve sonra her şey birkaç saniye içinde oldu. Araç, dur ihtarına uymayarak kaçmaya çalışırken, yol kenarındaki polis memuruna çarptı. Çarpmanın şiddeti o kadar büyüktü ki, memur birkaç metre uzağa fırladı. O an orada olanlar için zaman durmuştu adeta.
Yaralı Polise İlk Müdahale
Olay yerine hemen sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı polis memuru, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastane yetkilileri, memurun genel durumunun iyi olduğunu ve tedavisinin devam ettiğini belirtti. Neyse ki hayati tehlikesi yok—bu en azından içimizi bir nebze olsun rahatlatan bir haber.
Kaçan Sürücü Yakayı Ele Verdi
Olay sonrasında firari durumda olan sürücü, kısa süre içerisinde polis ekipleri tarafından yakalandı. Sürücünün ifadesi alındı ve adli işlemler başlatıldı. Şimdi, savcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gereken tüm işlemler yapılıyor. Peki ya sonrası? Toplum olarak bu tür olayların bir daha yaşanmaması için neler yapmalıyız?
Bu olay, trafik kurallarına uymanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sadece kendi hayatımız için değil, başkalarının hayatları için de bu kurallar var. Unutmayalım: trafik canavarı değil, kuralsızlık öldürür.