İnanılır gibi değildi. Tam da yoğun trafiğin ortasında, herkes işine gücüne giderken, otobüsün direksiyonundaki adam aniden değişiverdi. Yüzü bembeyaz kesilmişti, ter damlacıkları alnında parlıyordu. Ve o an her şey altüst oldu.
Bir anlık tereddüt bile etmedi aslında. Midesinin bulandığını hissettiği o ilk saniyelerde, içgüdüsel olarak aynaya baktı - arkadaki onlarca yolcunun hayatı hâlâ onun ellerindeydi. Sonra, sanki yıllardır bu anı bekliyormuşçasına, düzgün bir şekilde sağa yanaştı. Fren pedalına son bir kez bastı, motoru durdurdu. Ve işte o anda, beklenmedik olan gerçekleşti.
Herkes Donup Kaldı
Kapıyı açtı, aşağı atladı ve hiç arkaya bakmadan uzaklaştı. Öylece gitti. Yolcular birbirlerine baktılar, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Kimse konuşmuyordu, sadece şaşkınlık vardı. O esnada cep telefonları kayda girdi - çünkü böyle şeyler her gün olmazdı.
Bazı yolcular pencerelere üşüştü, giden şoförü izlemeye çalıştılar. Diğerleri ise oturdukları yerde donup kalmıştı. "Acaba kalp krizi mi geçirdi?" diye fısıldayan bir ses duyuldu. Başka biri, "Belki de ani bir mide bulantısı yaşadı" diye ekledi. Kimse emin değildi, sadece tahmin yürütüyorlardı.
Profesyonellik Mi, İhmal Mi?
Aslında düşününce, şoförün yaptığı hareket tam bir ikilem yaratıyor. Bir yandan aracı güvenli bir şekilde durdurmakla sorumluluğunu yerine getirmişti - ki bu takdir edilesi bir davranış. Ama öte yandan, yüzlerce yolcuyu açıklama yapmadan, haber vermeden öylece bırakıp gitmişti. Bu da akıllarda soru işaretleri bıraktı.
Toplu taşıma şoförlerinin ne kadar zor bir iş yaptığını bazen unutuyoruz. Saatlerce direksiyon başında oturmak, trafik stresi, zaman baskısı... Tüm bunlar sağlık sorunlarını tetikleyebilir. Belki de bu olay, sürücü sağlığının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı bize.
Olay yerine gelen yetkililer, yolcuları başka bir otobüse aktardılar. Şoförün durumuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmadı henüz. Ama o birkaç dakika, oradaki herkes için unutulmaz bir anı olarak hafızalara kazındı. Kim bilir, belki de o şoför için en doğru karardı - kendini ve yolcuları daha büyük bir riske atmamak.