Gözlerimi kapattığımda hâlâ o görüntü geliyor gözümün önüne. Bir öğretmenin hayatını kaybettiği o korkunç kazada, gerçekler sandığımızdan çok daha vahşi çıktı. Adeta bir uçak hızıyla giden o araç, Mevlüt öğretmenin hayatını bir anda söndürdü.
229 kilometre... Bu rakamı bir düşünün. Otoyolda bile çoğu sürücünün asla ulaşmadığı bir hız. İşte o gece, o karanlık yolda, bir metal yığını tam bu hızla savrulmuş.
Hayatını Kaybeden Öğretmen Mevlüt Kulcun Kimdi?
Mevlüt Kulcun - öğrencilerinin 'Mevlüt Hoca'sı, ailesinin sevgili evladı, toplumun saygı duyduğu bir eğitim neferi. Onu tanıyanlar anlatıyor: "Dersi sevdirirdi, güleryüzlüydü, her öğrencisine ayrı bir özen gösterirdi." Şimdi o sıcak gülümseme yerini derin bir acıya bırakmış durumda.
Kim derdi ki bir akşamüstü evine dönerken hayatının son yolculuğuna çıkacak? Kim tahmin edebilirdi ki sıradan bir gün, bir ailenin yıkılışına sahne olacak?
Korkunç Rakam: 229 KM!
Olay yerindeki incelemeler ve teknik veriler gösteriyor ki - ve bu gerçekten insanın tüylerini diken diken ediyor - kazaya karışan araç tam 229 kilometre hızla seyrediyormuş. Bu hızda bir aracın kontrol edilebilmesi neredeyse imkansız. Fren mesafesi o kadar uzuyor ki, saniyeler içinde kader çizgisi değişiveriyor.
Uzmanlar ne diyor biliyor musunuz? "Bu hız, bir insan hayatını hiçe saymaktır." Haklılar da. Şehir içi yollarda - hatta otoyollarda bile - bu hız tam bir intihar. Ama maalesef bu intihar, masum bir cana mal oldu.
Peki Ya Sonrası?
Olayın ardından başlatılan soruşturma derinleştiriliyor. Savcılık, tüm detayları titizlikle inceliyor. Ama şu soru hepimizin zihnini kurcalıyor: Bu kadar hız ne için? Birkaç dakika kazanmak uğruna bir hayatı kaybetmek mi?
Belki de bu trajedi hepimize bir ders olmalı. Yollarda sadece kendi hayatımızı değil, başkalarının hayatlarını da taşıdığımızı unutmamalıyız. Mevlüt öğretmenin ailesine, öğrencilerine, sevenlerine başsağlığı diliyoruz - ve umuyoruz ki bu acı, benzer trajedilerin önüne geçmek için bir uyanış olsun.