Gökyüzü adeta delinmişti. Rize'nin Çayeli ve Artvin'in Arhavi ilçelerine düşen yağmur, bir felaketin habercisiydi. Saatlerce süren o amansız sağanak, toprağı yutmuş, dereleri taşırmıştı. Ortalığı bir anda kaosa sürükleyen bu doğa olayı, geride harap olmuş yollar, altüst olmuş hayatlar ve derin bir çaresizlik duygusu bıraktı.
Durum vahimdi. Yollar ulaşıma kapanmış, heyelanlar evleri tehdit eder hale gelmişti. Yetkililer hemen harekete geçti—belki de hiç beklenmedik bir hızla. AFAD ekipleri bölgeye sevk edildi, köprüler ve yollardaki hasar tespit çalışmaları bir an önce başlatıldı.
Arhavi'de durum daha da kritikti. Sel sularının yükselmesiyle birlikte, ilçe merkezinde su baskınları yaşandı. Araçlar adeta sürükleniyor, vatandaşlar tedirginlikle olan biteni izliyordu. İmdat ekipleri, zor koşullar altında mahsur kalanları kurtarmak için seferber oldu.
Çayeli'nde ise durum farklı değildi. Heyelan nedeniyle ulaşımın imkânsız hale geldiği noktalar oluştu. Vatandaşlar zor anlar yaşadı; kimisi evinden çıkamadı, kimisi işine gidemedi. İnsanların yüzündeki şaşkınlık ve endişe, olayın boyutunu gözler önüne seriyordu.
Peki ya sonrası? Hasar tespit çalışmaları sürüyor. Yıkılan köprüler, çöken yollar, zarar gören evler… Hepsi tek tek inceleniyor. Can kaybı olmaması ise en büyük teselli—fakat maddi kayıpların boyutu henüz net değil.
Böyle anlarda insan, doğanın gücü karşısında ne kadar aciz kalabildiğini bir kez daha anlıyor. Umarım tedbirler artar ve bir daha böyle acılar yaşanmaz.
