
Dün geceyi Rize ve Artvin'de yaşayanlar, muhtemelen hayatlarının en uzun gecelerinden birini geçirdi. Gökyüzü adeta bir eleğe dönmüştü ve tam anlamıyla bardaktan boşanırcasına, hatta ondan da beteri, yağıyordu. Öyle ki meteoroloji yetkilileri ölçüm yaptıklarında gördükleri şeye inanamadılar: Metrekareye düşen 75 kilogram yağış! Bu, inanılması güç, neredeyse bir rekor denebilecek bir miktar.
Ve doğa, bu kadarını görmezden gelmedi tabii. Sonuç? Kaçınılmaz olan oldu. Şiddetli seller ve önüne geçilemez heyelanlar, iki güzelim Karadeniz ilini adeta bir savaş alanına çevirdi. Rize'nin İyidere ve Derepazarı ilçeleri, suyun ve çamurun gücüne yenik düştü. Yollar artık yok, ulaşım tamamen felç oldu. Araçlar sular altında kaldı, evlerin alt katlarındaki dükkanlar ve iş yerleri, gelen ani su dalgasıyla adeta yok oldu.
Artvin'in Arhavi ilçesi de bu doğal furyadan nasibini aldı. Burada durum biraz daha farklı; heyelanlar başrolde. Toprak kaymaları yüzünden ulaşımın sağlandığı kritik yollar ulaşıma kapatılmak zorunda kaldı. İnsanlar evlerinde mahsur kaldı, dışarıyla bağlantıları koptu. Kim bilir, belki de en çok da o anları yaşayanlar, doğanın ne kadar acımasız olabileceğini bir kez daha anladı.
İtfaiye ekipleri ve AFAD görevlileri, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bölgeye intikal etti. Hava koşulları hâlâ zorlu olsa da, insanüstü bir çabayla çalışmalara başladılar. Mahsur kalan vatandaşları kurtarmak, yıkıntılar arasında sıkışıp kalanlara ulaşmak için seferber oldular. İnsan, böyle anlarda dayanışmanın ve görevlilerin özverisinin ne demek olduğunu bir kez daha hatırlıyor.
Peki, bu kadar yağışın sebebi ne? Meteoroloji uzmanları, bu olağanüstü durumu Karadeniz üzerindeki aşırı nemli hava kütlesi ve yerel konvektif faaliyetlerin birleşmesi olarak açıklıyor. Yani, basitçe söylemek gerekirse, tüm koşullar mükemmel (ya da berbat) bir fırtına için bir araya gelmiş. Uzmanlar ayrıca, iklim değişikliğiyle birlikte bu tür aşırı hava olaylarının sıklığının ve şiddetinin artmasının beklendiği konusunda uyarıyor. Korkutucu, değil mi?
Bölge sakinleri ise şok ve endişe içinde. Hayatlarını bir anda altüst eden bu felaketin yaralarını sarmaya çalışıyorlar. Maddi kayıplar bir yana, yaşanan psikolojik travmanın etkileri çok daha uzun sürecek gibi görünüyor. Bu, sadece bir haber değil, yüzlerce insanın gerçek hikayesi.