Gökyüzü adeta yarılmıştı. Rize'ye düşen yağmur, inanılmaz bir öfkeyle toprağa çarpıyordu. Meteoroloji'nin verilerine göre metrekareye tam 161 kilo yağış düştü. Bu, sıradan bir sağanak değil, adeta bir doğa isyanıydı.
Dereler birkaç saat içinde azgın nehirlere dönüştü. Sular önüne çıkan her şeyi sildi süpürdü. Köprüler? Dayanamadı. Taşkın sularının gücü karşısında çelik ve beton bile direnemedi, yerle bir oldu.
Aydar Yaylası'na Ulaşım Felç Oldu
Bölgenin en önemli turizm rotalarından biri olan Aydar Yaylası yolu tamamen kapandı. Artık oraya gitmek mümkün değil. Yolun büyük kısımları sular altında kaldı, ulaşım ağı çöktü. Turizmciler ise şokta; mevsim ortasında gelen bu darbe, ekonomiyi de vuracak gibi görünüyor.
Rize'nin iç kesimlerinde durum daha da vahim. Köyler dış dünyayla bağlantısını kaybetti. İnsanlar evlerinde mahsur kaldı. Elektrikler kesik, haberleşmek neredeyse imkansız. Orada olanlar anlatıyor: "Hayatımda böyle bir şey görmedim. Her yer su, sadece su..."
Afet Ekipleri Seferber Oldu
Tabii ki yetkililer boş durmadı. AFAD, itfaiye ve polis tüm ekipleriyle sahada. İnsanları güvenli bölgelere tahliye etmek için gece gündüz demeden çalışıyorlar. Ancak hava koşulları çalışmaları zorlaştırıyor. Yağmur dinmek bilmiyor, bu da işleri iyice karmaşık hale getiriyor.
Uzmanlar ise uyarıyor: İklim değişikliği artık sadece bir teori değil. Böyle aşırı hava olaylarıyla daha sık karşılaşacağız. Hazırlıklı olmalıyız, altyapıyı güçlendirmeliyiz. Yoksa Rize'de yaşananlar, maalesef bir sonuncu olmayacak.
Şu an için en kritik konu, mahsur kalan vatandaşlara ulaşmak. Her saat, her dakika çok önemli. Umut verici haberler gelmeye başladı bile, ancak durum hâlâ ciddiyetini koruyor. Rize, zor günlerden geçiyor. Dayanışma zamanı...
