
Güneydoğu'nun sert coğrafyasında, Şırnak-Cizre karayolunda, hayat bir anda durdu. Saatler 10:30'u gösterirken, iki devasa tır, adeta kaderin bir oyunuyla, burun buruna geldi. İnanması güç ama o tırların direksiyonunda iki kardeş vardı.
Çarpışmanın etkisi o kadar şiddetliydi ki, metal yığınlarına dönüşen araçlardan feryatlar yükseldi. Olay yerine sevk edilen itfaiye ve sağlık ekipleri, enkazı parçalayarak ulaşabildileri sürücülerden birinin hayatını kaybettiğini gördü. Diğer kardeş ise, belki de yaşanacak daha çok şey olduğu için, son nefesini vermemişti. Derhal Şırnak Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Bu, sıradan bir trafik kazası değil. İç burkan, insanı derinden sarsan bir trajedi. Aynı aileden iki insan, belki de o sabah kahvaltıda birlikte gülüşmüşlerdi. Aynı yollardan geçip, aynı hayalleri kuruyorlardı. Ve işte şimdi, aile iki acıyı aynı anda yüreğinde hissediyor: birini toprağa vermenin derin hüznü, diğeri için ise tutunacağı bir umut.
Emniyet ekipleri kaza yerinde incelemelerini sürdürürken, soru işaretleri de artıyor. Böyle geniş bir yolda bu çarpışma nasıl gerçekleşti? Gözden kaçan bir anlık dikkatsizlik mi, yoksa başka bir sebep mi var? Soruşturma derinleştikçe, cevaplar da netleşecek.
Bölge sakinleri ise olaydan derin bir üzüntü duyduklarını ifade ediyor. Yolların durumu ve ağır tonajlı araç trafiği zaten sürekli bir endişe kaynağı. Bu acı olay, belki de alınması gereken ek önlemlerin bir kez daha altını çizdi. Ama şu an asıl olan, yaralı kardeşin sağlığına kavuşması ve bir ailenin bu dayanılmaz acısını hafifletebilmek.