Haber şöyle ki, Sapanca'da dün öğle saatlerinde rutin bir yol yapım çalışması trajik bir kazayla sonuçlandı. Tam da her şeyin normal gittiği sırada, aniden her şey altüst oldu. İş makinesi -kim bilir nasıl bir dengesizlikle- devrildi ve içindeki genç adamı tuzağa düşürdü.
Olay yerine ulaşan ilk tanıkların anlattıkları tüyler ürperticiydi. "Bir anda gürültü duyduk, koşarak geldik ama artık çok geçti" diyorlardı. Sanki o an orada olan herkes, o korkunç sahneyi asla unutamayacak gibiydi.
Yardım İçin Geç Kalındı
İtfaiye ekipleri, polis ve ambulanslar olay yerine hızla intikal etti. Ancak ne yazık ki, makinenin altında sıkışan 34 yaşındaki M.A. için yapılabilecek pek bir şey kalmamıştı. Saatler süren kurtarma çalışmaları -o acımasız gerçeği kabullenmek zorunda kalan ekipler için- adeta bir işkenceye dönüştü.
Bölge sakinleri ise hâlâ şoktaydı. "Daha dün onunla konuşmuştum" diyen komşuların seslerindeki titreme, kaybın büyüklüğünü anlatmaya yetiyordu. Genç adamın ailesine ulaşıldığındaysa, geri dönüşü olmayan o haberle birlikte hayatları bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı.
İş Güvenliği Sorgulanıyor
Bu kaza, aslında hepimizin bildiği ama görmezden geldiği bir gerçeği bir kez daha yüzümüze vurdu: İş güvenliği önlemleri yeterli mi? Bu soru, ölen her işçi sonrası soruluyor ama cevabını bir türlü bulamıyoruz sanki.
Adli makamlar kazanın nasıl gerçekleştiğini araştırıyor. Makinenin bakımları yapılmış mıydı, operatör yeterli eğitime sahip miydi, çalışma alanındaki güvenlik önlemleri ne durumdaydı? Tüm bu soruların yanıtları, belki de bir başka ailenin acı çekmesini engelleyebilir.
Bu trajik olay, iş kazalarının sadece istatistiklerden ibaret olmadığını, her birinin ardında bir hayat hikayesi, yarım kalan hayaller ve geride kalan yas tutan aileler bıraktığını bir kez daha hatırlattı. Sapanca'da yaşanan bu acı kayıp, iş güvenliği konusundaki toplumsal duyarlılığımızı gözden geçirmemiz gerektiğini söylüyor adeta.
