Göz açıp kapayıncaya kadar bir anda her şey değişiverdi. Samsun'da olağan bir gün, rutin trafik akışı içinde geçiyordu ta ki o an gelene kadar. Bir dizi talihsiz olayın zincirleme şekilde birleşmesiyle hayatlar paramparça oldu.
O anları gösteren görüntüler -insanın içini acıtan cinsten- ortaya çıktı. Görüntülerde, adeta zamanın donduğu o birkaç saniyede yaşanan kaos net bir şekilde izlenebiliyor. Metal yığınlarına dönüşen araçlar, etrafa saçılan cam kırıkları ve o anı yaşayanların şaşkın bakışları...
İki can, belki de o sabah kahvaltıda aileleriyle son kez kahkaha paylaşmışlardı. Kim bilir, belki de o gün için planları, hayalleri vardı. Ama trafik denen amansız gerçek, tüm planları altüst etti.
O Görüntüler Konuşuluyor
Kazanın detayları yürek burkucu. İki kişi -maalesef- kurtarılamadı. Acı haberi alan ailelerin feryadı ise tarifsiz. Bu tür olaylar, trafikte dikkatin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatıyor insana. Saniyelik bir dalgınlık, geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabiliyor.
Görüntülerin sosyal medyada hızla yayılması ise ayrı bir tartışma konusu. Bir yanda kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı, diğer yanda yakınlarının acısına saygı gösterme gerekliliği... Bu ince çizgide nasıl davranmamız gerektiği üzerine düşünmek lazım bence.
Trafik Canavarı Yine İş Başında
Şehir içi yollarda -özellikle yoğun saatlerde- dikkatin dağılması çok kolay. Telefon, yorgunluk, acelecilik... Hepsi potansiyel risk faktörleri. Bu kaza da gösterdi ki, trafik kuralları sadece formalite değil, hayat kurtaran reçeteler aslında.
Yetkililer olayla ilgili soruşturmayı derinlemesine sürdürüyor. Kazanın teknik detayları, nedenleri araştırılıyor. Ama şu bir gerçek: trafikte her birimiz hem kendi hayatımızdan hem de başkalarının hayatından sorumluyuz.
Bu acı olay, hepimize bir kez daha düşünme fırsatı verdi. Belki de trafikte biraz daha sabırlı, biraz daha dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü hayat, bir anlık dalgınlığa bile tahammül etmiyor maalesef.