Dün akşam saatlerinde yaşanan olay, adeta bir aile dramına dönüştü. Genç bir sürücü, alkollü olduğu halde direksiyon başına geçmişti - hem de ne geçiş!
Polisin dur ihtarına uymayıp kaçmaya başladığında, belki de hayatının en büyük hatasını yaptığını bilmiyordu. Peşine düşen polis ekipleriyle kovalamaca başladı, sokak aralarında amansız bir takip...
Kaçışın Bitişi ve Dramatik Karşılaşma
Sonunda aracını bir sokağa sıkıştırdılar. İşte o an her şey değişti. Polisler etrafını sararken, gencin telefonu çaldı. Arayan babasıydı - "Neredesin? Ne oldu?" diye soruyordu telaşla.
Olay yerine koşa koşa gelen baba, gördüğü manzara karşısında donup kaldı. Oğlu, polisler tarafından gözaltına alınmak üzereydi. Ve işte o an patladı:
"Keşke polisler kafana sıksaydı da bu utançla yaşamasaydım!"
Bu sözler, ortalığı buz kesti. Polisler şaşkın, genç donakalmıştı. Baba, öfkeden titreyen elleriyle oğluna bakıyordu.
Sonrası ve Toplumsal Yansımalar
Olay, mahallede hızla yayıldı. Komşular pencerelere üşüştü, herkes bu dramı izliyordu. Kimi babaya hak veriyor, kimi ise "Ama oğlu bu" diye mırıldanıyordu.
Peki ya siz olsaydınız ne yapardınız? Bir baba için en zor anlardan biri değil mi bu? Hem oğlunu koruma içgüdüsü hem de toplum içinde yaşadığı utanç...
Genç sürücü, alkollü araç kullanma ve polisten kaçma suçlarından gözaltına alındı. Baba ise olay yerinden ağır adımlarla uzaklaştı - belki de hayatının en ağır yürüyüşüydü bu.
Bu olay, alkollü araç kullanmanın sadece trafik kazası riski olmadığını, aileleri nasıl yerle bir ettiğini bir kez daha gösterdi. İnsan düşünmeden edemiyor: Acaba bu genç, o direksiyona geçmeden önce bir an durup düşünseydi?