Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Sindirgi'deki durum daha net anlaşıldı. 6.1'lik deprem, adeta bir kâbus gibi çökmüştü ilçenin üzerine. Binaların bazıları yerle bir olmuş, sokaklar enkaz yığınlarına dönüşmüştü. İnsanlar, şaşkınlık ve korku içinde, evlerinin önünde bekliyordu.
Depremin merkez üssüne yakın köylerde durum daha da vahimdi. Taş yığınına dönen evler, çatlamış yollar... Sanki bir dev, öfkeyle toprağı sallamıştı. "Hayatım boyunca böyle bir şey görmedim" diyordu 72 yaşındaki bir köylü, elleri titreyerek.
Enkaz Altında Kalan Umutlar
Kurtarma ekipleri, gece boyunca çalıştı. Her ses, her inilti için umutla kazdılar. Sabahın erken saatlerinde bir aile enkaz altından sağ çıkarıldığında, herkes bir nefes aldı sanki. Ama hâlâ kayıplar var. Hâlâ umutlar, enkaz yığınlarının altında sıkışıp kalmış.
Belediye ekipleri, çadırları kurmaya başladı bile. Soğuktan korunmak isteyenler için sıcak çorba dağıtım noktaları oluşturuldu. "Allah kimseye yaşatmasın" diye mırıldanıyordu bir kadın, çocuğunu sıkıca sararak.
Uzmanlar Uyarıyor: Artçı Sarsıntılar Devam Edebilir
AFAD yetkilileri, bölgede artçı sarsıntıların sürebileceği konusunda uyardı. "Evlerinize girmeyin" çağrısı yapıldı. Özellikle hasarlı binaların etrafına güvenlik şeritleri çekildi. Bir deprem uzmanı, "Bu büyüklükte bir deprem için yapı stokumuzun dayanıklılığı sorgulanmalı" diye ekledi.
Bölge halkı, şimdi yardım bekliyor. Battaniyeler, gıda malzemeleri, hijyen ürünleri... Her şey, ama her şey lazım. Sosyal medyada yardım kampanyaları başlatıldı bile. Kimi vatandaşlar kendi imkânlarıyla bölgeye ulaşmaya çalışıyor.
Güneş yükseldikçe, yıkımın boyutu daha da belirginleşiyor. Sindirgi, bugün yaralarını sarmaya çalışıyor. Ve herkesin aklında aynı soru: "Bir daha olursa ne yaparız?"
