Hani derler ya, "zamanı gelince her şey yerini bulur" diye... İşte o söz, Balıkesir'in Sindirgi ilçesinde acı bir şekilde tezahür etti. 6 Şubat'ın o korkunç depremlerinden beri ayakta kalma mücadelesi veren bir bina, daha fazla dayanamadı ve kendi kendine yere yığıldı.
Olay, 15 Mayıs Çarşamba günü saatler 08.30'u gösterirken yaşandı. İlçe merkezinde bulunan ve depremde ciddi şekilde hasar görmüş olan bina, adeta son bir nefes verircesine aniden çöktü. İnanması güç ama gerçek: hiçbir müdahale olmadan, kendi ağırlığına yenik düştü.
Göz Açıp Kapayıncaya Kadar Yok Oldu
Bölge sakinleri için sıradan bir sabah başlıyordu. Kimi işine gidiyor, kimi kahvaltı yapıyordu. Derken... O gürültü. İşte o an her şey bir anda değişti. "Bir uğultuyla başladı, sonra müthiş bir gürültü duyduk" diyor olayı görenler. Göz açıp kapayıncaya kadar bina yerle bir olmuştu.
Aslında bu çöküş, kimse için sürpriz sayılmazdı. Zira bina, o korkunç 6 Şubat depremlerinden bu yana adeta can çekişiyordu. Duvarlarındaki çatlaklar, eğilen kolonları her an böyle bir sonun habercisiydi. Ama yine de o anı görmek, insanı derinden sarsıyor.
"Zaten Bekliyorduk Ama Yine de İnanılmaz"
Bölgede yaşayanların anlattıkları tüyleri diken diken ediyor. "Her gün önünden geçerken içimiz titriyordu" diye anlatıyor bir esnaf. "Zamanı gelince yıkılacağını biliyorduk ama yine de o anı görmek... Kelimelerle anlatılmaz bir his."
İşin en şaşırtıcı yanı? Bina tamamen boşaltılmıştı ve çöküş sırasında içeride kimse yoktu. Bu da en azından can kaybı olmaması açısından büyük bir şans. Ama şunu düşünmeden edemiyor insan: Ya birkaç saat önce orada biri olsaydı?
Olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi tabii ki. Çevrede güvenlik önlemleri alındı, meraklı sakinlerin bölgeye yaklaşması engellendi. Enkaz altında kalan olup olmadığını kontrol ettiler - ki yoktu, şükürler olsun.
Depremin Yaraları Hâlâ Kanıyor
Bu olay, aslında çok daha büyük bir gerçeğin yüzümüze vuruluşu. 6 Şubat depremlerinin üzerinden aylar geçmesine rağmen, tehlikeli binalar hâlâ ayakta - ya da en azından bazıları öyleydi. Sindirgi'deki bu bina, artık değil.
Uzmanların defalarca uyardığı gibi: depremde hasar gören yapılar mutlaka kontrol edilmeli ve gerekliyse yıkılmalı. Aksi takdirde, bu tür "geç yıkılmalar" kaçınılmaz oluyor. Neyse ki bu sefer kimseye bir şey olmadı ama bir dahaki sefere aynı şeyi söyleyebilir miyiz?
Bina yıkıldı, toz duman dağıldı. Ama akıllarda kalan sorular hâlâ duruyor: Bölgede daha kaç tane böyle hasarlı bina var? Ve onlar ne zaman, nasıl yıkılacak? Belki de en önemlisi: bir sonraki çöküşte aynı şansı yakalayabilecek miyiz?