O gün her şey sıradan bir İstanbul sabahı gibi başlamıştı. Üsküdar iskelesinde vapurunu bekleyen insanlar, günlük telaşlarının arasında kimse böylesine nefes kesici bir anda tanık olacağını tahmin edemezdi.
Feribot iskeleye yanaşırken yaşanan o beklenmedik an - işte her şey o saniyelerde oldu. Bir kadın yolcu, nedeni henüz tam olarak anlaşılamayan bir şekilde denize düşüverdi. Soğuk boğaz suları aniden onu yutmaya hazırlanıyordu.
Saniyeler İçinde Müdahale
Ama asıl inanılmaz olan, her şeyin ne kadar hızlı geliştiğiydi. Görenlerin şaşkınlığını üzerinden atamadığı o kritik anda, deniz polisi ekipleri adeta ışık hızıyla olay yerine ulaştı. Sanki oradaymışlar gibi, hazır bekliyorlardı - ki öyle değildi tabii, sadece mükemmel bir eğitim ve refleksle hareket ettiler.
Suya atlayan görevliler, soğuk dalgalarla boğuşan kadına ulaşmak için adeta canla başla mücadele etti. Rüzgarın şiddeti, akıntının gücü - hiçbiri onları durduramadı. O an orada bulunanların anlattığına göre, her şey filmin hızlandırılmış bir sahnesi gibiydi.
Kurtarma Anı Nefes Kesti
Kadın sudan çıkarıldığında yüzündeki ifadeyi tarif etmek gerçekten zor - bir yanda ölümle burun buruna gelmenin şoku, diğer yanda kurtulmanın tarifsiz rahatlaması. İlk müdahale hemen oracıkta yapıldı, sonra da hastaneye kaldırıldı. Sağlık durumunun iyi olduğunu öğrenmekse herkesi rahatlattı.
Bu olay bize şunu bir kez daha hatırlattı: İstanbul'da deniz ulaşımı göründüğünden çok daha fazla güvenlik önlemiyle işliyor. O an orada olmasaydı ekipler, sonuç çok daha farklı olabilirdi. Deniz polisinin profesyonelliği ve hızı gerçekten takdir edilesi.
İnsan düşünmeden edemiyor - böyle anlarda hayat gerçekten bir saniyede değişebiliyor. Ama aynı zamanda, iyi eğitimli insanların varlığının ne kadar hayati önem taşıdığını da gösteriyor. Üsküdar'da yaşanan bu olay, hem bir uyarı hem de bir umut ışığı aslında.
