Saatler sabah 09:47'yi gösteriyordu ki İstanbul aniden uyandı. Yatağımdan fırladım - o tanıdık, ürpertici his. Yer, adeta nefes alıyormuş gibi sallanıyordu altımda.
AFAD'ın açıklamasına göre, merkez üssü Silivri açıkları olan 4.1 büyüklüğündeki deprem, neredeyse tüm Avrupa Yakası'nda hissedildi. Derinlikse sadece 7.3 kilometreydi ki bu, sarsıntının şiddetini artıran faktörlerden biriydi.
"Can Kaybı Yok" Açıklaması Rahatlattı
AFAD yetkilileri hemen devreye girdi. Yaptıkları ilk açıklamada -neyse ki- can kaybı olmadığını duyurdular. Mal kaybı konusunda da şu an için herhangi bir bilgi yok. Ama insanın içi yine de tedirgin oluyor, değil mi?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin deprem masası da hareketlendi doğal olarak. İlk belirlemelere göre, herhangi bir hasar bildirimi gelmemiş. Bu iyi haber tabii, ama şunu unutmayalım: Küçük depremler büyüklerin habercisi olabilir her zaman.
Vatandaşlar Sosyal Medyaya Aktı
Deprem sonrası o bildik manzara yine yaşandı. Twitter, Instagram derken tüm sosyal medya depremle yıkıldı adeta. "Siz de hissettiniz mi?" soruları, paylaşılan titrek kamera görüntüleri... İnsanların ilk refleksi haline geldi artık bu.
Bazı bölgelerde insanların panikle binaları terk ettiği görüldü. Kimseyi suçlayamazsınız aslında - 1999'u yaşayan bir nesil için her sarsıntı, o karanlık anıları canlandırıyor çünkü.
Uzmanlar ne diyor peki? "Küçük depremler, enerji boşalımı açısından aslında iyidir" diyorlar genelde. Ama İstanbul gibi bir metropolde 4.1'lik deprem bile ciddi alarm veriyor insana. Özellikle de kentsel dönüşümün tamamlanmadığı bölgeler için...
Şu an için her şey sakin görünüyor. Ama o tedirginlik, o 'acaba bir daha olur mu?' hissi - işte o, bir süre daha gitmeyecek gibi duruyor insanların yüreğinden.