O öğle saatlerinde her şey normal seyrinde ilerliyordu. İnsanlar günlük telaşlarının arasında kaybolmuşken, bir anda her şey değişti. Birdenbire -nereden geldiği belli olmayan- o tanıdık ama bir o kadar da ürpertici sarsıntı hissi...
Evet, yanlış duymadınız. Bugün İstanbul'u bir deprem daha sarstı. Aslında beklenmedik demek ne kadar doğru olur bilemiyorum -bu şehirde deprem her an kapımızı çalabilecek bir gerçek çünkü.
AFAD'ın Açıklaması: Rakamlar Ne Diyor?
AFAD yetkilileri olay yerine adeta ışınlanmışçasına hızlı davrandı. Açıklama gecikmedi: Marmara Denizi'nde, Silivri açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğü 4.1 olarak ölçülmüş.
Derinlik mi? Yaklaşık 10 kilometre. Yani nispeten sığ sayılabilecek bir depremdi bu. Belki de bu yüzden hissedilmesi daha güçlü oldu.
İstanbul'un Tepkisi: 'Az Önce Bir Sallandık mı?'
Sosyal medya zaten olayı dakikalar içinde patlattı. "Az önce bir sallandık mı?" sorularıyla dolup taştı her yer. İnsanlar bir yandan endişeli, bir yandan da bu duruma alışkın -ne de olsa İstanbul'da yaşıyoruz.
Bazıları "Hafifçe sallandık" diye tweet atarken, diğerleri "Epey hissedildi" diye ısrar ediyordu. İşin ilginci, herkesin depremi hissetme şekli farklıydı. Kimi apartmanın 15. katında şiddetle hissetmiş, kimi zemindeki ofiste neredeyse fark etmemişti.
Uzmanlar Ne Diyor?
Jeofizik Mühendisleri Odası'ndan bir yetkili -adını vermek istemedi- telefonuma şunları söyledi: "Bu tür depremler Marmara için sürpriz sayılmaz. Fay hatları her an hareketlenebilir. Aslında bu küçük sarsıntılar büyük depremin enerjisini boşaltmıyor, maalesef."
Korkutucu bir gerçek, değil mi? Ama hazırlıklı olmaktan başka çaremiz yok.
Paniğe Gerek Var mı?
Şimdi asıl soru: Bu deprem daha büyük bir depremin habercisi mi? Uzmanlar bunun için "Henüz erken" diyor. Ancak şunu unutmamak lazım -İstanbul deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek zorunda.
Belki de bu küçük sarsıntı bize bir uyarıydı. Deprem çantamızı kontrol etmenin, acil durum planlarımızı gözden geçirmenin tam zamanı.
Sonuç olarak, bugün yaşadığımız 4.1 büyüklüğündeki deprem ciddi hasar veya can kaybına neden olmadı. Ama şunu bir kez daha hatırlattı: Doğa her zaman sözünü söyler -biz sadece dinlemeyi bilmeliyiz.