O akşamüstü, her şey normal seyrinde ilerlerken... Birden! İstanbul'da yaşayan milyonlarca insanı tanıdık bir ürperti sardı. Yerin dibinden gelen o ses, o sarsıntı, o anlık donakalma hissi. Evet, yine depremdi.
Saatin 18:57'yi gösterdiği o an, Marmara Denizi'nin Silivri açıkları - tam da haritalarda 41, 21 kilometre derinlikte diye işaretlenen yerde - yer kabuğu hafifçe ama kararlılıkla sallandı. Richter ölçeği 4,1 büyüklüğünü kaydetti. Öyle aman aman bir büyüklük değil belki, ama İstanbul'da yaşayanlar bilir; bu şehirde depremin büyüklüğünden çok, hissettirdikleri önemlidir.
Hangi Semtler Hissetti?
AFAD'ın verilerine göre sarsıntıyı en çok hissedenler - tahmin edeceğiniz üzere - Avrupa Yakası'ndaki ilçeler oldu. Silivri, Büyükçekmece, Avcılar ve Beylikdüzü başı çekti. Ama işin ilginci, Anadolu Yakası'ndan da 'hissettim' diyenler oldu. Deprem dediğin öyle işte; sınır tanımaz, kimseyi ayırt etmez.
Şöyle bir etrafa bakınacak olursak: Sosyal medya anında patladı. #deprem etiketiyle atılan tweet'ler, Instagram story'leri... Herkes aynı soruyu soruyordu: "Siz de hissettiniz mi?" İnsanın içini garip bir rahatlama kaplıyor aslında, yalnız olmadığını bilmek.
Peki Ya Sonrası? Hasar Var Mı?
İşte en can alıcı kısım. AFAD'ın resmi açıklamasına göre şu ana kadar can veya mal kaybı bildirilmedi. Yani derin bir nefes alabiliriz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri hızlı bir şekilde kritik noktaları kontrol etti. Altyapıda, binalarda herhangi bir sorun yok. Elektrikler, sular, doğalgaz... Hepsi tıkırında.
Ancak şunu da eklemeden geçmeyelim: Küçük de olsa her deprem, bize o büyük gerçeği bir kez daha hatırlatıyor. Hazırlıklı olmak, tedbiri elden bırakmamak şart. Evdeki dolap, kitaplık devrilebilir mi diye bir kontrol etmekte, olası bir artçı sarsıntıya karşı tedbirli olmakta fayda var.
Sonuç olarak, İstanbul bir depremi daha hasarsız atlatmış görünüyor. Ama her seferinde olduğu gibi, bu sefer de bize unutmamamız gereken bir ders verdi: Doğa her zaman hatırlatır.
