Pazartesi sendromuna bir de İstanbul trafiği eklenince ortaya tam anlamıyla bir kaos çıktı. Şehrin dört bir yanında sabahın erken saatlerinden itibaren başlayan yoğunluk, öğle saatlerine kadar devam etti—insanlar işe, okula yetişmek için adeta zamanla yarıştı.
Ana arterlerdeki araç yoğunluğu inanılmaz boyutlara ulaştı desek yeri var. Özellikle Avrupa Yakası'nda TEM ve E-5 güzergahlarında oluşan trafik, sürücüleri çileden çıkartacak düzeydeydi. Kimi sürücüler direksiyon başında kahvaltı yapmak zorunda kalırken, kimileri de bu durumu 'kaçınılmaz bir pazartesi ritüeli' olarak kabullenmiş göründü.
En Çok Etkilenen Noktalar ve Alternatif Güzergahlar
Boğaziçi Köprüsü ve çevre yolları—tahmin edeceğiniz üzere—en kötü durumda olan bölgelerdi. Zincirleme kazaların da eklenmesiyle oluşan kuyruklar, kilometrelerce uzunluğa ulaştı. Trafik polisinin yoğun mesaisi ise neredeyse görülmeye değerdi.
Peki alternatif rotalar işe yaradı mı? Maalesef çoğu sürücü aynı düşüncede olduğu için yan yollar da benzer bir kaderi paylaştı. Cep telefonlarından anlık trafik durumunu takip edenler ise en azından birkaç dakika kazanmanın mutluluğunu yaşadı.
Toplu Taşıma Kullanıcıları Neler Yaşadı?
Metrobüs hatları tıklım tıklımdı—insanlar adeta balık istifi gibi yolculuk etmek zorunda kaldı. Metro istasyonlarındaki yoğunluk ise en az karayolları kadar fazlaydı. İETT otobüslerinin sefer sıklığını artırması ise çözüm olmaya yetmedi.
Bir yolcu, "Her pazartesi aynı hikaye; evden bir saat erken çıkıyorum yine de yetişemiyorum" diyerek durumu özetledi. Başka bir yolcu ise "Artık alıştık, İstanbul'da trafik olmazsa şaşarım" yorumunu yaptı.
Trafikteki bu yoğunluğun öğleden sonra da devam etmesi bekleniyor—özellikle akşam üstü mesai çıkış saatlerinde benzer bir manzara ile karşılaşmamak için dua edenlerin sayısı az değil. Ulaşım uzmanları ise toplu taşıma kullanımının artırılması ve esnek çalışma saatleri gibi çözüm önerilerini bir kez daha hatırlattı.
İstanbul'da trafik—ne yazık ki—gündelik hayatın acımasız bir gerçeği olmaya devam ediyor. Pazartesileri ise bu gerçekle yüzleşmenin en sert yolu...
