İstanbul'da Trafik Yine Felç! Yoğunluk Yüzde 72'ye Ulaştı - Sürücüler Çileden Çıktı
İstanbul'da Trafik Felci: Yoğunluk %72'ye Ulaştı!

Yine mi? Evet, maalesef yine. İstanbul'da bir pazartesi sabahı daha trafiğin insafsız yüzüyle karşı karşıya kaldık. Şehrin ana damarları, sanki kalp krizi geçiriyormuşçasına tıkandı kaldı.

Dakikalar saatlere dönüştü. Sürücüler, direksiyon başında çaresizce beklerken, trafik yoğunluğu inanılmaz bir seviyeye ulaştı: yüzde 72! Bu rakamlar sadece bir istatistik değil, milyonlarca insanın kaybolan zamanının, artan stresinin ve boşa harcanan yakıtın acımasız bir göstergesi.

Hangi Noktalar Felç Oldu?

Özellikle sabahın erken saatlerinden itibaren, insanlar işe, okula yetişmek için yollara düştüğünde, her şey altüst oldu. Avrupa Yakası'nda durum içler acısıydı. İşte o kara noktalar:

  • E-5 ve TEM gibi ana arterler adeta otoparka döndü. Araçlar, metrekareye düşen insan sayısı gibi, metre başına düşen araç sayısıyla rekabet eder haldelerdi.
  • Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri'nde durum farklı değildi. Köprüler, birer açık hava hapishanesi gibiydi adeta.
  • Anadolu Yakası'nda da feryat figan devam ediyordu. Üsküdar, Kadıköy ve Ümraniye gibi yoğun noktalarda trafik, sanki hiç bitmeyecek bir kuyruk gibiydi.

Toplu taşıma kullananlar ise kendilerini şanslı hissetseler de, onlar da bu kaostan nasibini aldı. Metrobüs ve metro istasyonlarındaki izdiham, insanların nefes almakta zorlandığı anlamına geliyordu.

Peki Neden? Sebepleri Neler?

Bunun basit bir cevabı yok aslında. İstanbul, nüfus yoğunluğu, plansız şehirleşme ve belki de biraz da şanssızlık nedeniyle bu durumu sık sık yaşıyor. Pazartesi sendromu denilen o meşhur olgu, trafiğe de yansımış durumda. Herkes haftaya 'tıkış tıkış' başlıyor.

Bazı uzmanlar, okulların açılması ve yoğun iş trafiğinin bu durumu tetiklediğini söylüyor. Belki de hepimiz aynı saatlerde yollara düşmekte ısrar ediyoruzdur, kim bilir?

Sonuç olarak, İstanbul'da trafik bir kez daha hayatı felç etti. Sürücüler ve yolcular, bu duruma alışkın olsalar da, her seferinde aynı hayal kırıklığı ve yorgunluk hissediliyor. Umarım yarın daha iyi olur... ama kimin umudu kaldı ki?