
Düşünsenize, sıradan bir salı günü, rutin işlerin peşinde koşuyorsunuz. Birden kapınız çalınıyor ve karşınızda belediyeden bir ekip. "Su sayacını kontrol edeceğiz" diyorlar. Hiç tereddüt etmeden kapıyı açıyorsunuz, ta ki o ana kadar...
Su sayacının bulunduğu bölmeye doğru ilerlerken, aslında her şeyin normal olacağını düşünüyordum. Ama öyle olmadı. Kapıyı açar açmaz adeta donakaldım. İçerisi tam bir su cenneti – ya da daha doğrusu, cehennemi gibiydi!
Görüntü İnanılır Gibi Değildi
Şaka yapmıyorum, gözlerime inanamadım. Her yer sular içindeydi. Sanki mini bir şelale oluşmuştu oracıkta. Suyun şarıltısı o kadar gürültülüydü ki, yanımdaki belediye görevlisinin söylediklerini zar zor duyabildim.
Belediye ekipleri hemen işe koyuldu. Suyu kesmek için vanaları kapatmaya çalışıyorlardı ama görünen o ki işleri hiç de kolay olmayacaktı. O anki karmaşa ve telaşı tarif etmek kelimelerle mümkün değil.
Yetkililer Ne Dedi?
Olay yerine gelen yetkililer, durumu değerlendirdikten sonra açıklama yapma ihtiyacı hissettiler. "Böyle bir manzarayla karşılaşmayı biz de beklemiyorduk" diye söze başladı bir yetkili. Haklıydı da – bu kadar büyük bir kaçağın nasıl olup da bu zamana kadar fark edilmediği herkesin aklındaki soru işaretiydi.
Su israfının boyutları ise içler acısıydı. Dakikalar içinde yüzlerce litre su boşa akıp gidiyordu. Durumun vahameti ortadaydı.
Peki Sonra Ne Oldu?
Ekipler hummalı bir çalışmaya girdi. Saatler süren müdahalenin ardından nihayet suyu kesmeyi başardılar. Ama o ana kadar kaybedilen su miktarı gerçekten üzücüydü.
Olanları izlerken aklıma hep şu soru geldi: Acaba kaçımız evlerimizdeki, apartmanlarımızdaki su tesisatlarını düzenli kontrol ettiriyoruz? Belki de bu olay hepimiz için bir uyarı işareti olmalı.
Yetkililerin verdiği bilgiye göre, benzeri olayların önüne geçmek için daha sıkı kontroller yapılması planlanıyormuş. Umarım bu sözler havada kalmaz da, gereken önlemler alınır.
Sonuç olarak, o gün o kapıyı açmasaydım, belki de bu kaçak aylarca fark edilmeyecekti. İyi ki de açmışım diyorum – suyumuz kıymetli sonuçta, değil mi?