Hayat bazen öyle acımasız dönüyor ki... Suzan Elik adındaki genç kadın, tam 18 gün boyunca hayata sımsıkı tutundu. Ama ne yazık ki bu mücadele yetmedi. Geride üç küçük çocuğunu bırakarak aramızdan ayrıldı.
O korkunç günü hatırlayalım mı? Suzan Hanım, her zamanki gibi günlük işlerine yetişmeye çalışırken bir anda her şey altüst oldu. Trafik kazası - o bildiğimiz, her gün onlarcasını duyduğumuz ama başımıza gelince anlamını acıyla idrak ettiğimiz o lanet olay.
18 Günlük Destansı Mücadele
Hastane koridorlarında koşuşturma, doktorların endişeli bakışları, ailenin dua dolu bekleyişi... Suzan Hanım'ın durumu kritikti ama o pes etmek niyetinde değildi. Tam on sekiz gün boyunca, tüm gücüyle savaştı. Sanki çocuklarına "Bakın, anneniz sizin için savaşıyor" demek istercesine.
Doktorlar ne mi yaptı? Elbette ellerinden gelen her şeyi. Modern tıbbın tüm imkanları seferber edildi. Ama bazen... bazen tıbbın da çaresiz kaldığı anlar oluyor. İşte öyle bir andı.
Geride Kalanlar: Üç Küçük Yürek
Asıl acıyı şimdi yaşayacak olanlar ise Suzan Hanım'ın üç çocuğu. Henüz hayatın ne olduğunu bile anlamadan annesiz kalan bu masum yavrular... Kim bilir belki de en küçüğü annesinin nereye gittiğini bile anlamıyordur.
Komşular, akrabalar, arkadaşlar - herkes şokta. "Daha dün onunla kahve içmiştik" diyenler, "Geçen hafta çocuklarını okula bırakırken gördüm" diye anlatanlar... Hayat işte böyle, bir anda her şeyi değiştiriveriyor.
Peki ya trafik? O her gün şikayet ettiğimiz ama bir türlü çözemediğimiz lanet olası problem. Kaç can daha alacak başımızdan? Kaç aile daha yıkılacak? Bunları düşünmeden edemiyor insan.
Bir Daha Asla Eskisi Gibi Olmayacak Hayatlar
Suzan Elik'in ailesi için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Sofrada boş kalan bir sandalye, bayramlarda eksik bir kahkaha, çocukların "Anne!" diye seslendiği ama cevap bulamadığı anlar...
Belki de en zoru, o üç çocuğun büyüdükçe annelerinin yokluğunu hissedecekleri anlar. Okula başlarken, mezuniyette, düğünde... Her önemli günde bir eksiklik olarak yüreklerine işleyecek bu acı.
Bu trajik olay bize neyi hatırlatıyor? Hayatın ne kadar kısa ve ne kadar kıymetli olduğunu... Bir anda her şeyin değişebileceğini... Ve belki de en önemlisi, trafikte bir saniyelik dikkatsizliğin nelere mal olabileceğini.
Suzan Hanım'ın ardından söylenecek çok söz var aslında. Ama belki de en doğrusu şu: Mekanın cennet olsun Suzan Elik. Çocukların seni asla unutmayacak.