Yerin derinliklerinden gelen o tanıdık ürperti yine kendini hissettirdi. Bu sefer Türkiye-Ermenistan sınırında, tam da o hassas hat üzerinde. Saatler 10:47'yi gösterdiğinde, Richter ölçeği 4.2'yi işaret eden bir sarsıntı bölgeyi uykusundan uyandırdı adeta.
Derinlik mi? 5 kilometre. Yani oldukça sığ diyebiliriz. Aslında bu tür sığ depremler yüzeyde daha fazla hissediliyor - ki zaten öyle de oldu. Iğdır'da oturanlar, "Biraz sallandık" diye tarif ediyorlar olanı biteni.
AFAD Harekete Geçti, İncelemeler Sürüyor
Tabii ki AFAD boş durmadı. Hemen verileri masaya yatırdılar. Episantr noktası gözler önüne serildi: 39.9096 Kuzey enlemi, 44.5465 Doğu boylamı. Rakamsal ifadeler soğuk gelebilir insana ama işin gerçeği, bu koordinatlar bir gerçeğin fotoğrafını çekiyor.
Şimdi herkes aynı soruyu soruyor: "Bu deprem daha büyük bir sarsıntının habercisi mi?" Uzmanlar zaten sürekli uyarıyor - bu bölge deprem kuşağı üzerinde ve hareketlilik hiç bitmiyor. Doğu Anadolu Fay Hattı derler ya, işte o hat bazen böyle kendini hatırlatıveriyor.
Bölge Sakinleri Endişeli Ama Sakin
Iğdır'da konuştuğumuz bazı vatandaşlar, "Alıştık artık" der gibiydiler. Haklılar da - bu coğrafyada depremle yaşamak bir nevi yazgı gibi. Ama şunu da eklemeden geçemiyorlar: "Küçük bile olsa, her sarsıntı insanın içini bir kere daha ürpertiyor."
AFAD yetkilileri şu ana kadar herhangi bir hasar veya can kaybı bildirimi olmadığını belirtiyor. Bu sevindirici haber tabii. Fakat şunu unutmamak lazım - küçük depremler bazen büyüklerin provası olabiliyor. Ya da en azından, bölgenin ne kadar aktif olduğunu bize hatırlatıyor.
Deprem deyip geçmemek lazım. Türkiye'nin gerçeği bu maalesef. Her sarsıntı bize hazırlıklı olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Umarım bu küçük sarsıntı, daha büyükleri için bir uyarı niteliği taşımaz.
