
Hani derler ya, hava bir anda döner diye... İşte o sözün tam anlamıyla gerçek olduğu bir andı Bursa'da. Uludağ'ın o bildiğimiz dingin havası, aniden yerini azılı bir tipiye bırakıverdi. Öyle ki, göz gözü görmez oldu adeta.
O esnada bölgede bulunan bir vatandaşımız, bu ani hava değişimine hazırlıksız yakalandı. Bir anda kendini beyaz bir kabusun ortasında buldu. Soğuk, her geçen dakika daha da kemiklerine işliyordu.
Çığlığı Duyan Kulaklar: İhbar ve Harekete Geçiş
Durumun vahameti anlaşılır anlaşılmaz, hemen 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ulaşıldı. Aslında olayın en can alıcı noktası burasıydı belki de. Çünkü modern teknolojiyle donatılmış çağrı merkezi, yardım çığlığını saniyeler içinde ilgili birimlere aktarmayı başardı.
AFAD Bursa İl Müdürlüğü ve JAK ekipleri, adeta bir senkronizasyon harikası sergileyerek harekete geçtiler. Malum, Uludağ öyle her babayiğidin göğüs gerebileceği bir yer değil. Ekipler, zorlu arazi koşullarına ve dondurucu soğuğa rağmen yılmadılar.
Beyaz Cehennemde Bir Umut Işığı
Kurtarma ekipleri, tipinin en şiddetli anında bile yollarına devam ettiler. Kar araçları ve özel ekipmanlarla ilerlerken, her an çığ riskine karşı da tetikteydiler. Doğa ana adeta onları sınıyordu.
Mahsur kalan vatandaşımızın konumu, teknolojik ekipmanlar sayesinde hassas bir şekilde tespit edildi. Bulunduğu noktaya ulaşmak ise tam bir profesyonellik gerektiriyordu. Ekipler, adeta karın üzerinde uçarcasına ilerlediler.
Ve nihayet... O an geldiğinde, mahsur kalan kişinin yüzündeki o tarifsiz rahatlama ifadesi, her şeye değerdi. Soğuktan donmak üzereyken gelen sıcak bir yardım eli, hayatın en değerli hediyesiydi.
Sağlık Durumu ve Sonrası
Kurtarılan vatandaşımız, ilk müdahalenin ardından sağlık ekipleri tarafından kontrol edildi. Soğuğa maruz kalmanın etkileri olsa da, genel durumunun iyi olduğu belirlendi. Aslında bu tür olaylarda, psikolojik desteğin de en az fiziksel müdahale kadar önemli olduğunu unutmamak lazım.
AFAD yetkilileri yaptıkları açıklamada, "Vatandaşımız sağlığına kavuşmuştur" ifadesini kullanırken, gözlerindeki o iç rahatlığı görülmeye değerdi. JAK ekipleri ise her zamanki gibi mütevazi davranarak, "Görevimizdi" demekle yetindiler.
Bu olay, doğa sporlarıyla ilgilenenler için de önemli bir hatırlatma oldu. Uludağ gibi yüksek rakımlı bölgelerde hava koşullarının ne kadar hızlı değişebileceği bir kez daha görülmüş oldu. Uzmanlar, "Aslında doğa hiçbir zaman tamamen güvenli değildir, hazırlıklı olmak en iyi çözümdür" uyarısında bulunuyorlar.
Sonuç olarak, bu kurtarma operasyonu Türkiye'nin arama kurtarma kapasitesinin ne kadar geliştiğini gösteren bir örnek oldu. AFAD ve JAK ekipleri, zorlu koşullarda bile vatandaşlarının yardımına koşabilecek donanıma ve personele sahip. Bu, hepimiz için gurur verici bir durum elbette.