Doğa bir kez daha acımasız yüzünü gösterdi. Vietnam'ın kuzey kesimlerini vuran muson yağmurları, insanları hazırlıksız yakaladı adeta. Öyle ki, suların yükselmesi ve toprağın kayması saniyeler içinde hayatları altüst etti.
Resmi rakamlara göre -ki bazen gerçeğin tamamını yansıtmazlar- en az 10 can bu afette yitip gitti. Dört kişiyse hâlâ kayıp. Aramak için değil, bulmak için çabalıyor ekipler. Çünkü her saniye çok önemli.
Bölge Tamamen Tecrit Edildi
Lao Cai ve Ha Giang illeri... İsimleri pek aşina gelmeyebilir kulaklarınıza. Fakat bugünlerde tüm dünyanın gözü bu bölgelerde. Yolların kapandığı, köprülerin çöktüğü, elektrik hatlarının koptuğu bir enkaz alanına dönüştüler. Yetkililerin 'acil durum' ilan etmesi boşuna değil yani.
Şöyle düşünün: Bir gecede hayatınızın birikimi sulara karışıyor. Eviniz, eşyalarınız, anılarınız... Hepsi bir çamur denizinde kaybolup gidiyor. İşte Vietnamlıların yaşadığı tam olarak bu.
Kurtarma Ekipleri Gece Gündüz Demeden Çalışıyor
Askerler, itfaiyeciler, gönüllüler... Hepsi insanüstü bir çaba gösteriyor. Zor koşullar altında -bazen sırtlarında taşıyarak- insanları güvenli bölgelere ulaştırıyorlar. Fakat hava muhalefeti işlerini her geçen saat daha da zorlaştırıyor.
- Binlerce hektar tarım arazisi sular altında kaldı
- Hayvan kayıpları henüz netleşmedi ama ciddi boyutlarda
- Ulaşım ağı çöktü, birçok köy dış dünyayla bağlantısız kaldı
Bölge sakinlerinin anlattıklarıysa içler acısı. "Hayatımda böyle bir şey görmedim" diyen yaşlı bir adamın sözleri aslında her şeyi özetliyor. İklim değişikliği mi dersiniz, doğanın intikamı mı - artık her neyse - sonuçları giderek daha yıkıcı oluyor.
Vietnam hükümeti yardım seferberliği başlattı elbette. Ancak hasar o kadar büyük ki, bu yardımların yeterli olup olmayacağı meçhul. Uluslararası toplumun da desteği gerekecek gibi duruyor.
Bu tür haberleri okurken insan ister istemez düşünüyor: Acaba bizim başımıza gelse ne yapardık? Doğanın gücü karşısında ne kadar çaresiz kalırdık? Vietnam'daki bu trajedi aslında hepimiz için bir uyarı aslında. Unutmayalım ki, doğa her zaman son sözü söyler.