İzmir sokaklarında perşembeyi cumaya bağlayan o gece, normalde sakin bir seyir bekleniyordu. Ama öyle olmadı. Özlem Kormaz'ın hayatı, bir anda -ve tamamen başkasının sorumsuzluğu yüzünden- altüst oluverdi.
Olay şöyle gelişti: Göz açıp kapayıncaya kadar. Bir araba, hiç beklenmedik bir anda Özlem Hanım'a çarptı. Ve sürücü? Durup bakmadı bile. Gaz pedalına yapıştığı gibi, karanlığın içinde kaybolup gitti. Sanki bir böceği ezmişti de, arkasına bile bakmıyordu.
Olay Yerinde Tek Kelime: 'Vicdan'
Olay sonrasında orada bulunanların anlattıkları, insanın tüylerini diken diken ediyor doğrusu. Bir tanığın ifadesi çok net: "Bu nasıl bir vicdandır?" diye soruyor, haklı olarak. Çünkü bu, sıradan bir trafik kazası değil. Bu, insanlıktan nasibini almamış birinin yapabileceği türden bir vurdumduymazlık.
Özlem Kormaz, olay yerinde hemen sağlık ekiplerince bulundu ve en yakın hastaneye yetiştirildi. Durumu ciddi - evet, ama şu anda stabil. En azından fiziksel olarak. Peki ya ruhsal durumu? Bir insan böyle bir şeyi atlatabilir mi hiç?
Polis Soruşturması Hız Kesmiyor
Emniyet güçleri, kaçak sürücüyü bulmak için adeta seferber oldu. Bölgedeki güvenlik kameraları tek tek inceleniyor, tanıklarla görüşmeler yapılıyor. Şüphelinin -ve aracın- kimliğini tespit etmek için hummalı bir çalışma var. İzmir halkı da bu konuda son derece duyarlı; herkes bu vicdansız sürücünün en kısa sürede adalete teslim edilmesini istiyor.
Bu tür olaylar, maalesef toplum olarak ne kadar acımasızlaşabildiğimizi gösteriyor. Bir cana kıymak, sonra da sorumluluk almaktan kaçmak... İnsanın içi acıyor gerçekten.
Umarım çok geçmeden, bu kişi bulunur ve yargı önüne çıkar. Özlem Hanım'a da acil şifalar diliyoruz - bu zorlu süreçte yalnız olmadığını bilmek, belki bir avuntu olur kendisi için.
