Gökyüzü pırıl pırıl, Ege'nin o bildik maviliği her yanı sarmıştı. Derken... Yerinden oynadı her şey. İzmir'de, saatler 08:46'yı gösterirken, adeta nefesi kesiliverdi kentin. O anı yaşayanlar, "Bir an her şey durdu" diye anlatıyorlar sonrasında.
AFAD'dan gelen ilk resmi açıklama şöyle: Depremin büyüklüğü 4.1. Merkez üssü ise İzmir'in Seferihisar ilçesi. Yerin yaklaşık 7 kilometre derininde kaydedildi bu sarsıntı. Nispeten sığ sayılabilecek bir derinlik aslında.
Kandilli de Doğruladı
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ise verilerini bir başka açıdan paylaştı. Onların ölçümüne göre deprem 4.2 büyüklüğünde. Merkez üssü konusunda ise tam bir mutabakat var: Seferihisar. Derinlik 5 km olarak raporlandı. Küçük bir fark gibi görünse de, özellikle bölge sakinleri için hissedilir bir fark yaratabiliyor bu.
Peki Ya Hissedilenler?
İzmir'in birçok noktasından, özellikle de Seferihisar, Güzelbahçe ve Urla'dan, "Orta şiddette ama kısa süreli bir sallantı" şeklinde bildirimler geldi. Sosyal medya bir anda depremle çalkalandı. #Deprem etiketiyle paylaşılan onlarca tweet, o anki şaşkınlığın ve endişenin dijital yansımasıydı adeta.
AFAD'ın açıklamasının devamında şu bilgilere yer verildi: "İlçe merkezinde ve mahallelerde hasar tespit çalışmaları ekiplerimizce başlatılmıştır. Şu ana kadar ciddi bir hasar veya can kaybı bildirimi almamış bulunmaktayız." İşte bu cümle, her deprem sonrasında en çok duymak istediğimiz şey aslında.
Bölge sakinleri ise durumu şöyle özetlior: "Kısa sürdü ama oldukça sertti. Evdeki eşyalar sallandı, kitaplıktan birkaç kitap düştü. İlk anda irkildik doğrusu." Yaşanan bu küçük çaplı sarsıntı, hepimize o bildik gerçeği bir kez daha hatırlattı: Depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız.
Uzmanlar, bu tür orta ölçekli depremlerin, daha büyük bir depremin habercisi olarak yorumlanmaması gerektiğinin altını çiziyor. Ancak yine de tedbiri elden bırakmamak, evlerimizin deprem yönetmeliğine uygun olup olmadığını kontrol ettirmek en doğrusu olacaktır. Unutmayalım, hazırlıklı olmak korkuyu azaltan en etkili yöntemdir.
