İzmir'de hayatın acımasız bir yüzünü daha gösterdiği o son perşembe günü... 13 yaşındaki Efe Yılmaz, belki de o sabah kahvaltısında annesinin hazırladığı simidi yerken, hayatının en güzel yıllarını yaşayacağını düşünüyordu. Kim bilebilirdi ki bir trafik kazasının onu aramızdan alacağını?
Olay, Bornova'da meydana geldi—aslında sıradan bir gün gibi başlayan, ama sonu kabusa dönen bir öğle sonrası. Efe, tam da okul dönüşü vaktiydi, yolu üzerinde yürürken bir araç onu aniden çarpıverdi. İnsan hayatının ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha hatırlatan o an...
Yapılan Tüm Müdahalelere Rağmen
Olay yerine hızla gelen sağlık ekipleri, Efe'yi hemen hastaneye yetiştirdi. Doktorlar, hemşireler—gece gündüz demeden, ter dökerek çalıştılar. Ama bazen tıbbın da eli yetmiyor işte—ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kaderin önüne geçemiyorsunuz.
Yoğun bakım ünitesindeki o son iki gün... Ailesi için her anı bir umut, bir korku, bir dua demekti. Belki de en acımasızı, çocuğunuzun hayata tutunma mücadelesine tanık olmak ama elinizden hiçbir şey gelmemesi.
Ve nihayet, cumartesi günü—hayatın durduğu o an. Efe Yılmaz, tüm müdahalelere rağmen hayata gözlerini yumdu. 13 yıllık bir ömür, daha yeni başlıyordu aslında...
Trafik Kazaları: Önlenebilir Trajediler
Bu tür olaylar sadece birer istatistik değil aslında—arkasında yıkılmış aileler, bitmiş hayaller, yerini hiçbir şeyin dolduramayacağı boşluklar bırakıyor. İzmir'de son zamanlarda artan trafik kazaları, yetkilileri de harekete geçirmiş durumda.
Peki ne yapmalı? Belki de en başta, direksiyon başına geçtiğimizde bir an durup düşünmeliyiz: "Acaba bir saniyelik dikkatsizlik, bir ömür boyu pişmanlığa sebep olabilir mi?" diye.
Efe'nin ailesine başsağlığı diliyoruz—gerçekten kelimelerin ifade edemeyeceği bir acı bu. Ve umuyoruz ki bu trajik olay, hepimiz için bir uyanış çağrısı olur.
